26 Haziran 2018 Salı

evdeki hesap

çocukluğunu gezmeye giderken elimden tutup beni de sürüklediğinde beni orada bırakacağını elbette tahmin edemezdim.

şimdi sokağınızın başında, sağdaki evin bahçe duvarına oturmuş, bir hanımeli yağmuru altında seni bekliyorum. beyaz elbisen ve kırmızı pabuçların gelecek ilk önce. sonra dalgalanıp da durulan saçların. geniş kenarlı beyaz şapkan güneşten mi yoksa rüzgârdan mı? güneş yüzünü yakar, rüzgâr saçlarını dağıtır. bence denize gideriz.

o gün bugündür bahçe duvarının üzerinde, ayaklarımı sallayarak seni beni bekliyorum. sokak hanımeli kokusuyla dolu. dizlerimde yaralar.

Hiç yorum yok: