8 Temmuz 2015 Çarşamba

mavi kelebek*

"aşkı bilmezken, bu, sözünü açmaya çalıştığım zamanlarda diyebilirim ki bütün güzel şeylere âşıktım. fakat hepsinin biraz eski, biraz solmuş, yıpranmış olmasını isterdim," diyerek başlar selim ileri, belki de en iyi romanı mavi kanatlarınla yalnız benim olsaydın'a*.

ve bu roman adını mavi kelebek tangosunun "mavi kanatlarınla yalnız benim olsaydın" diyen yerinden alır.

siz yine de, "bütün günah benim mi/ niçin ben çekiyorum?" dedikten sonra, bunun büyük bir yanlış anlamayla isyan etmek sanılmasından ve razılığına düşecek olası bir gölgeden korktuğu için "inan sevgili inan/ severek çekiyorum" dediği yerdeki masumiyete dikkat edin derim.

*şecaattin tanyerli, mavi kelebek


notgibi: ben, bana manolyaları sevdiren bu yaz ayrılığın ilk yazı olacak'ı severim o ayrı.

4 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

ne güzel! tam ofisten çıkıyordum... yorgundum... açtım... bitkindim. iyi geldiğini itiraf etmeliyim:)

verbumnonfacta dedi ki...

eski adamlar, eski kadınlar kadar eski şarkılar da güzel. belki bir "belle époque" değil ama eski eskidir.

Hayal Kahvem dedi ki...

"belle époque", film adı mı?

verbumnonfacta dedi ki...

film adı olan değil. dönem adı olan. hani on dokuzuncu yüzyıl sonlarından savaşların birincisine kadar olan dönem.

gerçi woody allen, "belle époque"in tanımlanabilir olmadığını, herkesin ve her dönemim bir "belle époque"i olduğunu midnight in paris ile ispat etmişti.