24 Temmuz 2015 Cuma

"ah" didem

"ah" ki "ah"...

"ah" kere "ah"...

az önce saydım. dört yıl olmuş. sol elimdeki parmaklar şimdilik yetiyor. ama gün gelecek iki elim bile yetmeyecek, gün gelecek dünyaya emanet etmek zorunda kaldığın kızın bile senden büyük olacak.

bir kaç gün önceydi; kitaplarını kitaplıktan indirdim. yeniden yeniden okudum. altı çizili satırlar, derkenarlara çizilen yürekler... görmek yetmedi kelimelerine dokundum kaç defa. "ah"lar ağacı'ndaki siyah-beyaz fotoğrafına bakıp, "ne kadar güzelsin," dedim. kaldı ki, ben demesem de güzelsin.

grapon kağıtları'ndan hayatımıza süsler yapmış, "güller bu sıra hiç konuşmuyor" olsa da hep "çiçekli şiirler" yazmışsın. pollyanna ise "basma perdene bir çiçek". "aşkı aşk biliyor yalnız", kimse aşktan anlamıyor. ben dahil. gözlerimiz seni arıyor, pulbiber mahallesi'ne cenevizlilerden kalmış "bir elli altı santimlik kule".

"binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda". yaşasaydın, hayatının ortasına güller yığan adamlar olsun isterdim. hatta o adamlardan biri de ben olurdum. tamam, biliyorum, "şiir icabı bunlar hep, gerçek hayatta olmuyor".

dört yıl önceydi dualarına cevap alıp dalgınlığımıza denk geldiğinde ve o dalgınlıkta kaybolduğunda. o gün bugün seni çok özlüyorum. ve elif turan'dan ödünç alarak bitiriyorum: didem, didem madak, ölü olduğuna inandırsana bizi, şiirlerin inkar ediyor bak!

Hiç yorum yok: