11 Şubat 2014 Salı

ilk izlenim için tek bir şansın vardır: on üç

her cümlesinde yazarından tevarüs eden "büyü"nün etkisi hissedilen, "gerçek"liğini ise bizzat yazarının, "bu kitabı yazmak için yıllarca okuyup araştırma yapmam gerekti," diyerek itiraf ettiği okumalardan alan romanımızın, bir savaş ganimeti olarak şah ismail'le kalmayı kabul ettiği için ailesini utandıran ve bu yüzden kayıtlardan silinip yok sayılan, baburhan'ın kız kardeşi, şah ismail tarafından öldürülen şıhanî han'ın baldızı prenses kara göz, floransalı bir çocuktan önce bir korsana sonra da evinden uzakta müslüman bir yeniçeriye evrilen arkaliya ile ilk defa çaldıran savaşı'nın yıkıntıları arasında karşılaşıyor.

*

"çadırın önüne bırakılan muhafızlar da kaçmıştı. kan gölüne dönmüş ovanın kenarında bekleyen iki kadın kalmıştı geriye. çaldıran savaşı'nın sonunda arkaliya onları bulduğunda, şah'ın çadırında sırtlarını kapıya dönmüş oturuyor, peçelerini indirmiş, sırtları dik, yalnız başlarına hüzünlü bir türkü söylüyorlardı. prenses kara göz çıplak yüzünü bakışlardan sakınmak için hiç çaba göstermeden dönüp savaşçıya baktı ve o andan sonra sadece birbirlerini gördüler, dünyanın geri kalanına aldırmaz oldular.

bir kadına benziyor, diye düşündü kara göz; uzun boylu, solgun, kara saçlı, karnını kanla doyurmuş bir kadına benziyor. ne kadar beyazdı, yüzü bir maske gibi solgundu. maskenin üzerine, kan lekesi gibi kıpkırmızı dudakları kondurulmuştu. sağ elinde bir kılıç, sol elinde bir tüfek vardı. her ikisi birdendi o; silahşör ve tetikçi, eril ve dişi, kendisi ve gölgesi. kara göz, kendisini çadırda bırakıp kaçan şah ismail'i o anda terketti ve yeniden seçim yaptı. bu solgun yüzlü kadın-adamı seçti. daha sonra arkaliya onu ve ayna'sını savaş ganimeti olarak talep edecek, yavuz sultan selim de arzusuna icazet verecekti; oysa kara göz onu çoktan seçmişti ve sonradan olan her şeye yön veren onun iradesiydi.

"korkma," dedi arkaliya, farsça.

"burada korkunun anlamını bilen yoktur," diye cevap verdi genç kadın, farsça. sonra aynı cümleyi anadilinde, çağatayca tekrarladı.

karşılıklı söylenen bu sözcüklerin altında başka, gerçek sözcükler vardı. benim olacak mısın. evet. seninim."*


*: salman rushdie, floransa büyücüsü
notgibi: son üç cümlede vuku bulan italikten vazgeçiş yazarın tercihidir.

Hiç yorum yok: