yok, hayır. ne olursa olsun, bana "uzun zamandır buraya yazmıyordum," ya da benzeri bir hâl beyanıyla başlayan bir yazı yazdıramayacaksın blogger...
eğer bunu yaparsam, haydarpaşa garı'nın iskeleye açılan büyük kapısından çıkmış, denize inen merdivenlerinde gar ve şehir arasında soluklanırken bir an arkasına dönüp garın saatine bakan -ki bunu yapmakla bir anlamda kendi zamanıyla şehrin zamanını eşitliyordur- ve peşi sıra karşındaki avrupalı istanbul'a bakarak, "istanbul, sen mi büyüksün ben mi? yenicem seni istanbul!" diye ünleyen siyah-beyaz türk filmi adamlarının meydan okuması gibi değil, sadece yazı olsun diye yaparım...
üstelik yazıdaki orhan veli'nin iş olsun diye adlı şiirine yapılan göndermeyi de inkar etmem.
eğer bunu yaparsam, haydarpaşa garı'nın iskeleye açılan büyük kapısından çıkmış, denize inen merdivenlerinde gar ve şehir arasında soluklanırken bir an arkasına dönüp garın saatine bakan -ki bunu yapmakla bir anlamda kendi zamanıyla şehrin zamanını eşitliyordur- ve peşi sıra karşındaki avrupalı istanbul'a bakarak, "istanbul, sen mi büyüksün ben mi? yenicem seni istanbul!" diye ünleyen siyah-beyaz türk filmi adamlarının meydan okuması gibi değil, sadece yazı olsun diye yaparım...
üstelik yazıdaki orhan veli'nin iş olsun diye adlı şiirine yapılan göndermeyi de inkar etmem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder