8 Ocak 2014 Çarşamba

erkek gömleği

arkadaşlarla oturmuş, en kötü kadın ve erkek kıyafeti üzerine konuşuyoruz. kadınlarda kışın giydikleri kalın külotlu çoraplar ile omuzları vatkalı gömlekler finale kalırken, erkeklerde en kötüsünün kısa kollu gömlek olduğu konusunda mutabakat sağladık; ne tişört ne gömlek, ikisi arasında cibilliyetsiz bir şey...

nasıl oldu bilmiyorum, konu erkeklerin kadınları erkek gömleğiyle görme arzusuna geldi. hani neredeyse bütün romantik komedilerin olmazsa olmaz sahnesidir; sevişme sonrası ev içindeki dolanmalar üstte erkek gömleği ile yapılır. ya da erken kalkan hatun kahvaltıyı üstünde erkeğinin gömleğiyle hazırlar, eğer kahvaltı yerine başka bir şey yapmak istemezlerse de -salaklar!- kahvaltıyı aynı kostümle tamamlar.

ve öğretmen bir arkadaşımız "o zamanlar gençtim," diye anlatmaya başladı. peşi sıra da ekledi: hâlâ gencim, en azından buradaki herkesten.

özel ders verdiğim bir kız vardı. zengin mahallesinden. koskocaman evleri oldukça müsait olduğu için dersi evlerinde yapardık. eğer özel ders vermiş ya da almışsanız bir kaç dersin ardından öğretmenle öğrencinin arkadaş gibi olduğunu bilirsiniz. bir çok şeyi konuşur, paylaşır hale dönüşürsünüz. mola verdiğimiz anlardan birinde buna benzer bir muhabbet olmuştu. fikrimi sorunca da, "bu genelde erkeklerin hoşuna giden bir şey galiba," kaçamak cevabıyla muhabbeti kapatmıştım. bir sonra ki ders için gittiğimde kapı biraz geç açıldı. kapı açıldığında üzerinde yalnızca bir erkek gömleği vardı. o gün içeri girmedim. sonra da bir bahane bularak dersleri iptal ettim.

öylesi anlarda şeytanın avukatlığına soyunan biri mutlaka çıkar. yine oyle oldu. "çocuk da olsa reddedilmiş bir kadın ruhundan korkmadın mı?" diye sordum. "aklıma gelmedi değil," diye yanıtladı. "ama bunu dert etmeye mesai ayıramazdım. ve ben masumdum. kim ne derse desin, masumiyet elimizdeki en büyük güç."

Hiç yorum yok: