alper canıgüz'ün dördüncü harikası cehennem çiçeği'yle birlikte yazımızı şenlendirmesini umduğumuz bir kitap daha var: peri gazozu...
yazarının adını bir çok insan gibi ben de birbirinden usta oyunculardan rol çaldığı muhtar rolüyle öğrenmiştim; daha doğrusu bir zamanlar anadolu'da filminin bitiş jeneriğini, "kim bu adam," diye pür dikkat izlerken: ercan kesal...
üstelik filmin yürek burkan, harika senaryosunda onun da parmağı varmış.
ben daha önce keşfedememiş olduğum için hayıflanırken, o, birgün ve radikal gazetelerinde yazmaya başladı. ama ne yazmak. "gazete yazarları" diye bir üçleme yapsam, müellifini üçlemeye dahil ettirecek, "keşke ben de böyle anlatabilsem," dedirten yazılar.
ferit edgü'yü hatırlatan, insanın içini acıtan bu öykü-yazıları çoğu zaman gözlerim buğulanarak, ağladı ağlayacak bir ifadeyle okudum. en sonunda dayanamadım, radikal gazetesindeki son yazısı olduğunu bilmeden okuduğum yazısının sonunda bütün biriktirdiklerimi ağladım. hem de çok ağladım.
baba, kahramanım... eğer şu an beni duyabilseydin, sana hiç olmazsa bu kadarını okur, sorardım: şimdi anlıyor musun, neden büyüyemediğimi, bir yanımla hayatın acemisi kaldığımı?
yazarının adını bir çok insan gibi ben de birbirinden usta oyunculardan rol çaldığı muhtar rolüyle öğrenmiştim; daha doğrusu bir zamanlar anadolu'da filminin bitiş jeneriğini, "kim bu adam," diye pür dikkat izlerken: ercan kesal...
üstelik filmin yürek burkan, harika senaryosunda onun da parmağı varmış.
ben daha önce keşfedememiş olduğum için hayıflanırken, o, birgün ve radikal gazetelerinde yazmaya başladı. ama ne yazmak. "gazete yazarları" diye bir üçleme yapsam, müellifini üçlemeye dahil ettirecek, "keşke ben de böyle anlatabilsem," dedirten yazılar.
ferit edgü'yü hatırlatan, insanın içini acıtan bu öykü-yazıları çoğu zaman gözlerim buğulanarak, ağladı ağlayacak bir ifadeyle okudum. en sonunda dayanamadım, radikal gazetesindeki son yazısı olduğunu bilmeden okuduğum yazısının sonunda bütün biriktirdiklerimi ağladım. hem de çok ağladım.
"oğlum yedi yaşında ve çok hareketli. baş başa kaldığımız zamanlarda göz ucuyla da olsa sürekli takip ediyorum. bazen tehlikeli şeyler yapıyor ve korkuyorum bundan. geçen gün odamda çalışırken banyoya girdiğini fark ettim. elinde bir şeyler var. yerimden kalkarak sessizce gittim arkasından. banyo kapısı aralık. oradan görebilirim ne yaptığını. kısa bir süre gözlüyorum. elindeki torbaya bir şeyler doldurup boşaltıyor. sonra, bir anda kafasını çevirerek beni görüyor. yakalandım işte. kapıyı iyice açarak sitem dolu bir ifadeyle konuşuyor: "baba, bana böyle davranmaktan vazgeç, ben büyüdüm artık."*
odama dönüyorum sessizce. oğlum "ben büyüdüm" diyor, demek ki ölebilirim artık..."
baba, kahramanım... eğer şu an beni duyabilseydin, sana hiç olmazsa bu kadarını okur, sorardım: şimdi anlıyor musun, neden büyüyemediğimi, bir yanımla hayatın acemisi kaldığımı?
4 yorum:
umutsuz, yalnız hissettiğim zamanlarda 'güzel' insanların var olduğunu bilmek içimde sönüvermiş ışıkları yeniden yakıyor. ercan kesal da o güzel insanlardan biri.
babanıza üzüldüm. sizinle gurur duyduğundan eminim. ancak "acemilikler güzeldir" dememe izin verin.
daha iyi yazanlar var belki. ama bu aralar ercak kesal kadar temas edeni yok.
çıksın artık şu peri gazozu. çıksın da boyumuzun ölçüsünü görelim.
ben sadece babamın beni çok sevdiğinden eminim. düşününce, bu durumda şımarık olmaktan başka şansım yok, diyecek kadar hem de.
o halde müjdemi isterim. peri gazozu çıktı. henüz alamadım ben de. ama kitabın içeriğini büyük ölçüde sizinle aynı kaynaktan okuduğumdan eminim.
http://www.idefix.com/kitap/peri-gazozu-ercan-kesal/tanim.asp?sid=WRQJM9PYPG5GGDHQ6FCN
artık okunmak için hazır demek. teşekkürler bu müjde için.
kaynak konusunda haklısınız. şizofrengi'yi bilsem de oradan hatırlamıyorum ercan kesal'ı. birgün ve radikal yazılarından okudum yalnızca.
Yorum Gönder