evlilik düşmanı değilim, ama bir kayanın üzerine çıkıp kalabalıklar karşısında evlilik güzellemeleri yapmam için başıma silah dayamanız gerekir.
orada diyeceğim tek şey, "üst geçitleri fethedin, dostlarım. çünkü oralar şehrin kaleleridir." olurdu. üstelik, evlenince eşimle yapamayacağım her şeyi terkederim, gibi cümlelerin büyük konuşmak olduğunu biliyorum. tıpkı, mesai çıkışı işyerinin önünde durup, bir sağa bir sola baktıktan sonra, duyulur duyulmaz bir sesle, "eve dönmek/ kendime sarkıntılık etmekten başka nedir?/ orada, arada bir beni yoklar/ intihara ayırdığım zamanlar"* diyenlerin olduğunu bildiğim gibi.
fakat, her zaman olduğu gibi bu konuşmada da birisi çıkar, genellemelerin yanlış olduğunu bir çırpıda ispat edip gider.
*
josé saramago, nobel edebiyat ödülü'nü kazandığını frankfurt kitap fuarı'ndan ayrıldıktan sonra havaalanına doğru giderken öğrenir. doğal olarak, ödülü kazandığı öğrenilince yetkililer onu tekrar fuara davet eder. ama o, "bırakın beni, karıma gideyim…" diye, adeta yalvarır.
bununla bitmez, ödülden hemen sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide, "nobel ödülü hakkındaki değerlendirmeniz?" sorusuna da, "hayatımda aldığım en büyük ödül karım pilar’dır. işin aslına bakılırsa, en büyük devrim aşktır." diye cevap verir.
*
farkında mısınız bilmem ama, ricardo reis'in öldüğü yıl'a adım adım yaklaşıyoruz.
*: ismet özel, of not being a jew
orada diyeceğim tek şey, "üst geçitleri fethedin, dostlarım. çünkü oralar şehrin kaleleridir." olurdu. üstelik, evlenince eşimle yapamayacağım her şeyi terkederim, gibi cümlelerin büyük konuşmak olduğunu biliyorum. tıpkı, mesai çıkışı işyerinin önünde durup, bir sağa bir sola baktıktan sonra, duyulur duyulmaz bir sesle, "eve dönmek/ kendime sarkıntılık etmekten başka nedir?/ orada, arada bir beni yoklar/ intihara ayırdığım zamanlar"* diyenlerin olduğunu bildiğim gibi.
fakat, her zaman olduğu gibi bu konuşmada da birisi çıkar, genellemelerin yanlış olduğunu bir çırpıda ispat edip gider.
*
josé saramago, nobel edebiyat ödülü'nü kazandığını frankfurt kitap fuarı'ndan ayrıldıktan sonra havaalanına doğru giderken öğrenir. doğal olarak, ödülü kazandığı öğrenilince yetkililer onu tekrar fuara davet eder. ama o, "bırakın beni, karıma gideyim…" diye, adeta yalvarır.
bununla bitmez, ödülden hemen sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide, "nobel ödülü hakkındaki değerlendirmeniz?" sorusuna da, "hayatımda aldığım en büyük ödül karım pilar’dır. işin aslına bakılırsa, en büyük devrim aşktır." diye cevap verir.
*
farkında mısınız bilmem ama, ricardo reis'in öldüğü yıl'a adım adım yaklaşıyoruz.
*: ismet özel, of not being a jew
2 yorum:
bazı kadın ve erkeklerin evlenmemeleri gerektiğini düşünürüm, yapılarına tersmiş gibi gelir bana.
tom waits gibi birinin ise (yeni tanıştım ama bıraktığı izlenimler itibariyle) evlililiğe karşı olmasını beklerdim (biliyorum genelledim). her tür yaşamın tadına bakmış biri olduğunu tahmin ettiğim tom waits bile evlenip (üstelik rahibe olmayı düşünen bir kadınla!) eşi için “ I’ve spent ten miserable years looking for her”* diyebiliyorsa, üstelik de üç çocuk babası olmayı göze alabilmişse, evlenmeyi veya çocuk sahibi olmayı isteyecek/istetecek sevgiliyi bulmak sanş işidir diye düşünüyorum.
gönlüme, kafama göre bir adamla evli ve mutlu bir çocuk sahibi olduğum için (hayatımda kaybetmekten korktuğum yegane değerimdir ailem) çok ama çok şanslı olduğumu düşünür, şükrederim.
saramago’nun “en büyük devrim aşktır” sözü önünde saygıyla eğiliyorum….
*: http://www.tomwaitsfan.com/tom%20waits%20library/www.tomwaitslibrary.com/quotes/kathleen.html
'giriş'e sonuna kadar katılıyorum.
aziz tom waits, ölçeğe uymaz bir adamdır. eminim size, onun bir kaşığın kaç damla göz yaşı aldığını bildiğini söylersem, şaşırırsınız. çünkü, saymıştır.
mutluluğunuz daim olsun.
Yorum Gönder