seyyidhan kömürcüʼden hatırlamayı unutmak mesela
ali şiir yazıyor mu sevgilimali de ayşe gibisalondaki peteği kapatıpkendi çapında şiir karalıyor muilaç alıp bunu düşünüyorumher şey ben tam uyumak üzereyken olmuş gibinet hatırlamıyorum ama kesin biliyorumseni sevmek bir suya götürdü benibir suya gittimdönemiyoruminsan bazen dönemiyor sevgilimher sabah dilinin altına bir sözcük daha bırakıp dönemiyorben bir ilktam uyumak üzereyken nerelerdenben bir ilkuyanır uyanmaz nerelerdendönemedimbir dağın belindeki ağaçları hınçla sallamak diye bir ilaçambulanstan yol istemek adlı bir atakve bir ay kadar koşmak bana iyi geldibana iyi geldi ne demeksabahları bana içimdeki deşiketimdeki işaretsabahları bana son anda ölmemiş olmanın öfkesisabahları bana sert sessiz harflersabahları içimin en güzel yerisenden bana dökülen incilerim sevgilimdökülüyorkaşıma sabahları içimidünyada çok önemli şeyler olduama ben de sizin eve baktımbir tayın bir taya baktığıbir tayın bir taya uzun uzun baktığıbir tayın bir tayı bıraktığı gibidünyada çok önemli şeyler olduatlar yalnız kalmamak için bu kadar koşarlar diyen o atyalnızlar koşarken de yalnızdır diyen o atyalnızlar öperken de yalnızben sana sımsıkı sarılırken deo at buramdaydıbu ses nereden geliyor dediğim o güngöğsümdeki at kardeşlerimgöğsümdeki at yere uzandıdünyada çok önemli şeyler olduhem ölmedim yüzükoyunhem alnımda yeryüzüölürüm dediğim yerde ev yaptımhatırlamayı unutma sevgilimkırılmasın diye yükseklere bıraktığın o şeylerihatırlamayı unutmadağların belindeki ağaçlardan çıkardığım hışırtıyıbu ses nereden geliyor dediğin zamanıo sesin sadece sana gelmesindeki rüzgârıunutmabazı sesleri sadece atların duyduğunuve bu yüzden yalnız olduklarını atlarınyalnızlıktan koştuklarınıgörmek ve duymakla düştüğün ovayıyediğin kırbacıedindiğin vebayı unutmainsan bazen unutup ölemiyordünyanın sonunu görüpunutupölemiyornefis bir heveslebaşka neresine giderbaşka nereme gidebilirim ki deyipgöğsümdeki kazı alanına gittiğim o günyerdeydi her şeyyerdeydi herkesüzerini örtüp sen uyu dedimsen uyuben bu yerde biraz daha bağdaş kurupsen uyuben biraz artık hiç uyumayacağımancak yükseklerde unutabilirim diyerek çıktığım ağaçlaryerleştiğim ilaçlarindiğim ovalarseni bir ormanda bulupbütün yokuşlardan sonradümdüz bir yerde kaybetmiş olmak da marifet sevgilimşimdi uyumak ve bir ovayla tamamlanmak dışındabana ne iyi gelirbana ne iyi geliruyumak ve bir ovayla tamamlanmak dışındasevgilimyatağın kırışmamış düzlüğüyastığın olmayan çukuruher şey neden bu kadar pırılher şey neden bu kadar aklımdagöğsündeki çölsırtımdaki vahareçinenin ağaca yapıştığı gibihiddetle yapışıyordun banasenden sonradünyada çok önemli şeyler olduuçtumbirine bakmıştım deyip içine girdiğim yüzlerdenbiri yokmuş içinizde diyerek çıktımbiri yokmuş her sabahbiri yokmuş her masabiri yokmuş her çarşıçalışmayan bir aleti kapatıp açmak gibibeni de her gece kapatıp kapatıpher sabah açan yeryüzüsanki dünyaya gelmedim deolmayan bir yerdeolmayan birine bakıp bakıp çıktım bendüşersem kendim düşerim diyehem güzel uçtumhem muazzam düştümsağsalimsensiz ve ayaküstüartık insan bana iyi gelmiyorartık insan bize iyi gelmiyor diyerekberaber havalandığımız göğütek başına ve hiçbir yere değmeden düşmekdüşmek nefisti sevgilimyere ilk indiğimdebir ağacı sallar gibi salladılar beniyere ilk indiğimdeşimdi ben neyin yanındayım dedimne benim yanımdaboğazımdaki yumruyuboğazımdaki yumruyugöğüs kafesimieklem yerlerimiseni ve bunu yerde anlatmamı benden bekleme“düşen şeylerin gürültüsü”nükonusu olmayan bir mutsuzluğuanlatmamı benden beklemeinsanı çok aşağıya yapmışlar sevgiliminsanı çok aşağıyaiçine çok yeryüzüiçine çok dünyabiliyorsunyükseldiğimiz göktebu da olsa yer yarılırbu da olsa dünya durur dediğimiz her şey oldudünya durmadıbiliyorsunbir kere saçlarını çokbir kere sımsıkıbir kere tutam tutamüç yıl arkaya doğru tarayıpüç yıl bir muska gibi yanımda sakladımbiliyorsunsenin saçlarınla başlayıpnasıl oluyorsabenimle devam etmişinsan sevmeyeninsan sevmeyen ama kırlara katkı sunan bir yüzün kapkaranlık bir ormanın vardıormanımızdüşsem ölürümdüşsek ölürüz dediğimiz o ormandasana edilmiş bir yemin gibibaşında beklemediğim cümledalını budamadığım ağaçeğilmediğim yüz kalmadısevgilimbir şey varartık kuramadığım kurmalı bir saatbaşımda çın çın öten bir demirdönemediğim bir yerfırlatmak için bir odaya koyupher gece salladığım bir cümledurup dururken başına geldiğimbaşıma gelen bir hevesbir serinlikgittikçe kalbimi gagalayan bir kuşsevdiği şeye dokunmadan etrafını döndüğümiçimde sessizce büyüyen bir yerdüşmek değilçakılmak isteğibeni artık çağırma sevgilimkırınlaovanlaetinlesaçınlabeni artık çağırmabaşından beri içimde birbirine bakanbirbirine değmemiş iki tay varben bir yere batayımbir yer bana batsın arzusuben bir yere çarpayımbir yer bana çarpsın hevesibeni delinmebeni parçalanma isteğibeni taylarını saldığı gün cam yiyen bir atbeni kardeşlerini çiğneyen genlerimbeni tam ortasında kaldığım dünyabeni Allahgünde beş defaolmamışım diye geri çağırıyorsen beni çağırmayeryüzünde bazı konular yokbazıları da hiç kapanmıyor diyeseni ateş ve suyla değiltoz ve demirle değilkünçlehınçlautançla icat ettimbaşkasın senbaşkadır ağzınbaşka bir ağaca benziyorsunyüzünde başka bir orman var diye diyeseni benhem ormanına giriphem hiçbir dalına değmeyerekdokunmayarak hiçbir ağacınaiçimi taşlarasırtımı duvarlara süre süreseni bengövdemse tir tir titreyen bir kuşters dönmüş bir kaplumbağaseni bendurup dururken değiliçinde sıkıldığım bir yeryüzüiçimde sıkılan bir yeryüzü vardiye diye icat ettim sevgilimbenhevesim kursağımda buradaburalardasenmucidini öldüren her icat gibine işe yaradığını bilmeyen bir alet gibiorada oralardaherkes durmuş birbirine bakıyorherkes durmuş birbirine neden bakıyorsürekli beni aşağıdan çağıran biribir hırıltı olarak iniyorum çarşılaraçarşılar renkliçarşılardağılmışımbeni yanlış toplamışlar gibisevgilimartık başım tam gövdemin üstünde değilrüzgâr alan yerlerimsu geçiren yerlerimkarın boşluğumda tayını salan atın sesikulaklarımda göğe fırlatılmışhep birbirine çarpan iki taşın sesiağacıma salıncak kuranların sesisorduğum herkes seni uzaktan tanıyorgittiğim her yerden az önce çıkmışsınkime baksamkim bana baksaiçimde incinmiş bir atın o son cümlesiölmek değilasılmak istiyordumdünyaya tayımı saldığım günden berişimdikim bilir nerede değilim diyerekgünler yanımdangünler önümdengünler içimdenetinle geçiyor sevgilimetinleseni göğsüme takıp çıktığım rüzgârlar ne güzelne güzel vurulduğum yerlerde yürüyebilmenevine rüzgâr götürebilmenaşağı bakabilmen ne güzelağzınla kuş tutmankılı kırk yarmanderini yüzmedenyeni bir deriye değdirebilmen ne güzeliçimde bir yer bir yere değiyorkenarları kalkıyor aklımınkime değsemkim bana değseo törendüşerken biçim almış bir gövdeydimbeni ancak düşerken sevebilirlerdidüşmek yapraklıdır sevgilimönce dökülüyorum zannediyor insanyana eğilmiş bir ağaç gibidizlerimin orada başlayan harpomuzlarımda titremeye dönüştüğü zamanvakti gelen bir yapraknasıl hem döküldüğünü zannediphem düşüyorsa ağaçtannasıl iniyorsa öyle yereöyle görkemliöyle yavaşöyle un gibibakıp teni cam olan birinin boynunaşahdamarınaseni tamamen unuttumama etinin içini görüyorumsaçlarının dibinirazı bir rüzgâr gibiazar azar da olsasenden artık uyurken dökülüyorum kendi etrafımakendi etrafıma sevgilimdal dalyaprak yaprakgünde birkaç defahafif sıyırıklarlaçünkü yapraklar sevgilimdüştükten çok sonra inanırlarmışartık ağaçta olmadıklarınaçünkü yaprağın daldaki boşluğuyine o yaprağın kendisi kadarsüzüle süzüle sevgilimsüzüle süzüledöküldükten sonra da ağacını anlatan yapraklar gibişimdi günlerim hiç geçmiyor olabilirama geçmişim çok güzel gidiyorgeçmişimbir yere gitmiş de gelecekmiş gibigeçmişimanlamadım kinereden geçmişdüşmek yapraklıdır sevgilimunutmak çiçekli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder