13 Ekim 2024 Pazar

syntynyt suruun ja puettu pettymyksin*

sıradan başlayalım söze, bir klişeyle: her türden müzik dinlediğim günlerden geçiyorum. genellikle sözlerini anladığım müzikler tercih etsem de istisnalar yok değil.

/güfteye yani söze önem vermek ile müziğe odaklanmak arasındaki farka işaret eden bir şeyler okumuştum. melankolik ve hüzünlü olduğu zamanlarda şarkıların sözlerine dikkat edermiş insanlar.

evet, sadece 'söz' değil 'hüzün' de öyle burada. fena durmasa da "yakışandır" diye övünecek kadar aptal değilim ama./

o istisnalardan biri de fallen leaves'ten bu yana bıkmadan dinlediğim, maustetytöt ikilisinin "hüzünle doğdum ve hayal kırıklıklarıyla giyindim" diyen şarkısı oldu.

/başka şarkılarını da dinledim, konser kaydı ve videolarını da izledim ve anladım ki, aki kaurimäki rol yapsınlar diye değil kendileri olsun diye filme dahil etmiş onları./

filmde japoncadan italyancaya bir sürü şarkı var. hepsi de çok güzel ama bu şarkı bambaşka bir yerden yakaladı beni. fince tek bir kelime bilmesem de şarkı beni benden almış, sarıp sarmalamış kuşatmıştı.

gugılın çeviri departmanında çalışan yiğitlere sorunca sözlerindeki şiiri de gördüm. "gördüm," diyorum çünkü şüpheye yer bırakmayacak biçimde hissetmiştim.

"demlikte küf tutmuş kahve" diyerek kendi kendine mırıldanır gibi başlayan şarkı, nakarat kısmında hem müzik hem de söz olarak şiire ulaşıyor.
sonsuza kadar tutsağım burada
mezarlığın bile çitleri var
dünyadaki zamanım nihayet bulduğunda
beni iyice derine göm
senden hoşlanıyorum da kendime yok tahammülüm
seni bilmem ama ben başkasını aramıyorum
olur da buradan gidersem kendi hatrım için yaparım bunu
fincenin fonetiği ise muhteşem...


Hiç yorum yok: