22 Ekim 2024 Salı

bir masada iki kişi: sev beni

çayından son bir yudum aldı, masaya bıraktığı fincanı parmak uçlarıyla ortaya doğru itti. bir süre camdan dışarı, belki de apansız bastıran yağmurda ıslanmamak için koşuşan insanlara baktı. bakışlarını oradan alıp az önce masanın ortasına doğru ittiği fincana verirken konuşmaya başladı:

- sev beni.

- emir mi bu? yoksa bir rica mı?

- hiç sevilmemiş gibisin, demiştin ya hani. sev o zaman.

- ne emir ne rica. teşhisi koydun, tedavi de et.

- sanırım öyle...


sevilmemiş yerlerinden sevdim ben de. yaralarından öptüm. iyi oldu mu bilemem ama yetmedi.

kaldı ki, yetmez. hiçbir zaman yetmez.

Hiç yorum yok: