25 Ağustos 2021 Çarşamba

yaza veda

baharları sevmediğimi yıllar önce fark etmiştim. çünkü, çok sevdiğim kış ve yaz o ikisi yüzünden bitiyordu. çünkü, biten şeyler o zaman da hüzün veriyordu.

ama son bir kaç yazdır fark ettiğim bir şey daha var: denizde olmak, başka bir deyişle plajda ya da suda olmak ve kendimi bildim bileli içimde varolan, on yaşından sonra bir de fiziksel gerçeklik kazanan gurbet hissi olmasa geriye sadece kış kalır, yaz aylarını da sevmezmişim.

denize doğmuş bir çocuk olarak yüzmeyi hep sevdim. yüzmek deniz, deniz de yaz demekti. sonra yaz tatil demekti. tatilse ev, kuzenler, akrabalar, en çok da bahçe ortasındaki üç katlı ev ve annanem...

şimdilerde ise, tatilini isterse yazdan bağımsız da seçebilecek yerlere ve yaşlara gelmiş biri olarak yaylada ya da denizde değilsem yazları sevmediğimi itiraf ediyorum.

ve abartıyorum: bittiğini, artık sevilmediğini kabul etmeyen eski muhatabınızdan sonra dünyadaki en berbat şeydir neme bulaşmış sıcak.

hep kış olsun istemiyorsam yalnızca soğuk havaların maliyetini düşündüğümdendir. bu berbat dünyada hâlâ yakacak, giyecek derdi var bazı insanların. kış gelince yiyecek içecek gideri artıyor hâlâ. bazılarına her mevsim yaz, bazılarına "yaz ayları fakir ayları".

bir de, yaz takvimlerden bağımsız olarak o yaz yakari'yi son defa gördüğümde biter. ki bunu zaten biliyorsunuz.

Hiç yorum yok: