bir dergide yayınlanmak üzere 'aziz' tom waits'ten röportaj isterler. ama bu röportajı kendi kendisine yapacaktır. tam 'aziz'lik bir vak'a yani.
yapar ve yayınlanır... röportajda, konuşturduğu kişiyi tanıtan giriş bölümünü bile ihmal etmez: "tom'u yıllardır tanırım. kendime yakın bulurum," falan...
beklentiyi karşılayan, oldukça şenlikli bir röportaj çıkar ortaya. bir soruda, "centilmen nedir?" diye sorarak, adeta centilmenliği yeniden tanımlar: akerdeon çalması bilen ama çalmayan kişidir.
ister istemez ben de bir tanım yaptım. evet, kendi kendime: elektro bağlama çalmasını bilen ama çalmayan kişidir.
hatta, 'aziz' tom waits'le ruhdaş saydığım neşet ertaş da benzer durumda aynı cevabı verirdi diye düşünüp mutlu oldum.
yapar ve yayınlanır... röportajda, konuşturduğu kişiyi tanıtan giriş bölümünü bile ihmal etmez: "tom'u yıllardır tanırım. kendime yakın bulurum," falan...
beklentiyi karşılayan, oldukça şenlikli bir röportaj çıkar ortaya. bir soruda, "centilmen nedir?" diye sorarak, adeta centilmenliği yeniden tanımlar: akerdeon çalması bilen ama çalmayan kişidir.
ister istemez ben de bir tanım yaptım. evet, kendi kendime: elektro bağlama çalmasını bilen ama çalmayan kişidir.
hatta, 'aziz' tom waits'le ruhdaş saydığım neşet ertaş da benzer durumda aynı cevabı verirdi diye düşünüp mutlu oldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder