aslında "boşluk korkusu" da diyebilirdim. ama havalı olsun diye latincesini tercih ettim. ne de olsa muhatabımız "okuduğum bir kitapta" diyerek söze başladığında ya da "doktorlar diyor" dediğinde inanmaya meylimiz artıyor.
oysa bu kavram italyan eleştirmen mario praz'ın viktoryen dönem iç mimari anlayışını tanımlamak için ürettiği bir terimden baska bir şey değil. bir yüzeyi boş alan bırakmaktan korkarcasına hınca hınç doldurma saplantısı olarak kabul ediliyor. başka bir deyişle, boş alanlara karşı gelişen bir fobi çeşidi…
sadece viktorya dönemi değil, göç döneminin mücevher ve benzeri sanat nesneleri, arabesk islam sanatı, antik yunan'ın geometrik dönemi ve rönesans eserlerinin bazıları da "boşluk korkusu"ndan muzdarip.
üstelik bu korkuya sadece resim ve süslemelerde değil, tüm sanat dallarında rastlamak mümkün. mesela sinemada. kadraja giren her karakterin durmaksızın konuştuğu, her sahnesinde "bir şey" olan filmler. woody allen, quentin tarantino ise ilk aklıma gelen yönetmenler.
oysa bu kavram italyan eleştirmen mario praz'ın viktoryen dönem iç mimari anlayışını tanımlamak için ürettiği bir terimden baska bir şey değil. bir yüzeyi boş alan bırakmaktan korkarcasına hınca hınç doldurma saplantısı olarak kabul ediliyor. başka bir deyişle, boş alanlara karşı gelişen bir fobi çeşidi…
sadece viktorya dönemi değil, göç döneminin mücevher ve benzeri sanat nesneleri, arabesk islam sanatı, antik yunan'ın geometrik dönemi ve rönesans eserlerinin bazıları da "boşluk korkusu"ndan muzdarip.
üstelik bu korkuya sadece resim ve süslemelerde değil, tüm sanat dallarında rastlamak mümkün. mesela sinemada. kadraja giren her karakterin durmaksızın konuştuğu, her sahnesinde "bir şey" olan filmler. woody allen, quentin tarantino ise ilk aklıma gelen yönetmenler.
2 yorum:
oysa ne ferahtır örneğin ortası boş, sade geniş odalar, kocaman meydanlar, geniş düz bozkırlar, kırlar...
asıl yürekteki boşluktan korkarım ben.
ben de kalp söz konusu olduğunda 'harror vacui'den muzdarip olanlardan.
Yorum Gönder