29 Ocak 2016 Cuma

"ama arkadaşlar iyidir"*

bir - telefon...

selçuk...

beni aradığında akşamdı. ve etraf çok kalabalık. sabah ilk fırsatta aradım. sesine bakarak uykudan uyandırdım sandım. hayır, su ısıtıcısının başında bekliyormuş. sabahları bir fincan neskafe içmeden kendine gelemezmiş, biliyormuşum.

"uyanınca salak gibi oluyorum," dediğinde, attığı bu derin pasa koşmamak olmazdı: "sadece uyanınca mı?"

- evet, sonra kendime geliyorum.

- saatler ilerliyor, salaklığın yavaş yavaş azalıyor. tam kurtulacakken gün bitiyor. sonra uyku. ve sabah. yeni baştan her şey.

karşılıklı kahkaha atarken, tanrılardan ateşi çalan mitoloji kahramanı prometheus aklıma geldi. ve onun sonsuza yazgılı cezası. ateşi çalarak insanlara armağan ettiği için olympos tanrılarının öfkesine maruz kalan, ceza olarak zeus tarafından bir kayaya zincirlenen kahraman. her sabah bir kartal ciğerini yemek üzere gelir. akşama gider. ve ciğer akşamdan sabaha kendini yenileyerek eski haline döner. sonra yine. ve yine. yine.

- prometheus'a benziyorsun. ama bu iyi bir şey. salaklıktan kurtulamadığın, ve böylece aklını terk etmekle imtihan olunmadığın için hayatla yüzleşmek zorunda kalmıyorsun. bu durum seni saf ve temiz tutarak kirlenmekten koruyor.

iki - whatsapp...

bir arkadaşım...

edebiyatçıdır. çünkü bunu belirtmek bu hikâye için şart. karanfil elden ele misali süreli yayınlara ulaşabileceğim bir internet sitesini tavsiye etmiş. bilmiyordum ve daha sonra kurcalamaya karar vererek teşekkür ettim.

- teşekkürler şekerim / öperim.. (-erim'ler zengin kafiye. çok zengin.)

cevaba çok güldüm sonra.

- rica ederim. (kafiye olsun diye değil)


*: tabutta röveşata

Hiç yorum yok: