7 Temmuz 2011 Perşembe

fermat'nın son teoremi*

çağrışım bu hayattaki en güçlü şey. liman setini aşıp limana demirlemiş gemilerin yelken direklerini kıran dalgalar gibi unutuşun huzurlu limanına demirleyenleri tarumar eden bir güç.

belki bir koku, belki bir şarkı... bir kitaptan bir cümle, bir bebeğin orta çağdan kalma bir tabloda annesinin yanağına dokunan parmakları...

ya da bir fotoğraf; kendisi gölgeye sığınmış olsa da sırtını bir parkın güneş altındaki çimenliğine yaslamış kırmızı bereli bir adam. bu adam, uzun kızıl sakalları, kalın çerçeveli gözlükleri, açılmış alnı ve arkasında durduğu masanın önüne asılı büyükçe bir kağıda yazdıklarıyla -i will talk with anyone about anything- birleşince kendini eleveriyor.

benimle sigaranın zararlarından, uzaydaki karadeliklere kadar her konu da konuşabilirsiniz, demeye getiriyor. üstelik ücretsiz...

*

pierre de fermat hukuk eğitimi görmüş, politikaya atılmış, hakimlik yapmış, şiir yazan ve matematikle uğraşan tipik bir on yedinci yüz yıl fransız aydınıydı. diofant'ın aritmetik kitabını elinden düşürmeyen fermat, zaman zaman bu kitabın sayfalarına latince notlar da düşerdi. fermat ölünce oğlu babasının bu notlarını kitap halinde neşretti. ilgiyle karşılanan bu notlardan birinde fermat, "hiçbir küp sayı, iki küp sayıya ayrılamaz. aynı özellik dördüncü ve genel olarak ikiden büyük tüm kuvvetler için doğrudur." der.

asıl ilgisi teoreme dair olanlar için son çıkış. çünkü ben bu teoremin hikayesini, bir fotoğrafın çağrışımıyla gittiğim yıllar öncesinden kalma bir hikayeyi anlatmak istiyorum.

*

fermat bu notun hemen altına kendi el yazısıyla, "bu teoremin olağanüstü güzellikte bir kanıtını buldum; ancak bu sayfadaki boşluğa sığdıramadım" diye not düşmüştü. ama fermat, bin altı yüz otuz yedide yazıldığı tahmin edilen bu nottan ölümüne kadar bahsettiği ispatı hiçbir zaman yazmadı. belki de, aklındaki kanıtta bir yanlışlık olduğunu farketmişti. ne de olsa o günkü matematik bilgisiyle böyle bir kanıtın sağlanması olasılığı çok az...

on yedinci yüzyıldan bu yana birçok matematikçi fermat'nın son teoremi'yle uğraşsa da bin dokuz yüz doksan üç yılında ingiliz matematikçi andrew wiles problemi çözene kadar hiç kimse ispatı bulamaz. bir tek berlin üniversitesi'nden kummer çözüme yaklaşabilir.

hatta bu teoremin bir başka ünü de matematikte en çok yanlış kanıt verilen teorem olmasıdır.

özellikle on dokuzuncu yüz yılın sonuyla yirminci yüzyılın başlarında teoreme olan ilgi doruğa çıktı. wolskehl isimli bir matematikçinin vasiyetinde fermat'nın son teoremi'nin doğru kanıtını bulacak kişiye yüz bin mark ödül vaat etmesi bin dokuz yüz sekiz yılından sonra probleme ilgiyi daha da arttırdı. göttingen bilimler akademisi'ne bırakılan bu parayı kazanmak için koşul ise iki bin yedi yılına kadar doğru kanıtı bulmaktı.

paul wolfskehl, darmstadt üniversitesi'nde matematik profesörüyken fermat'nın son teoremi'yle başarısız bir şekilde uğraşmış, bu sırada başından bir de sonu iyi bitmeyen bir aşk macerası geçmişti. daha fazla yaşamak istemeyen wolfskehl intihar etmeye karar vermiş ve metodik bir alman olarak hayatına son vereceği günü ve saati belirlemiş. saptadığı 'son an' yaklaşırken gözüne kummer'in makalesi ilişmiş, zaman geçsin diye bu makaleyi okurken bir yanlış bulunca bu yanlışı düzeltmek için çalışmaya başlamış.

saatler sonra yanlışı başarıyla halledince, 'son an'ının çoktan geçmiş olduğunu farketmiş. ne yapması gerektiğini düşünürken, intihar etmenin anlamsız olduğunu anlamış ve yazdığı mektuplarla vasiyetini yırtıp atmış. ve yıllar sonra, bin dokuz yüz sekizde ölünce de yeni vasiyetinden az önce bahsettimiz ödül ortaya çıkmış.

bu vasiyetin gazetelerde yer almasıyla, probleme ilgi o kadar artmış ki, göttingen üniversitesi'nin ünlü matematik profesörlerinden e.landau kapısına, "bu odada fermat'nın son teoremi dışında her tür matematik konuşulur" diye bir yazı asmış.




*:bu yazı be.'ye çok şey borçludur. onu daha çok seveyim diye değil ('daha çok'un mümkün olmadığını o da biliyor) sırf ben mutlu olayım diye, internetin derinliklerinden bilim teknik'in ağustos-doksan üç sayısını ve prof. dr. tosun terzioğlu'nun fermat'nın son teoremi başlıklı yazısını bulup çıkartmasaydı bu yazı olmazdı.

Hiç yorum yok: