4 Ocak 2011 Salı

bekir kendini niçin öldürdü?*

masumiyet(1997) filminde, uğur ve bekir'in kaldığı otelin lobisinde her zaman açık duran siyah beyaz bir televizyon vardır. yeşilçam melodramları oynar durur.

hatta, yusuf ve resepsiyon görevlisi mehmet arasında,

"- film bu mehmet abi, film. milleti ağlatmak için yalandan yapıyorlar.
- yalan malan, böyle de olmaz ki kardeşim!.."


diyaloğuna neden olan bir filmde karakterin ölümünü uzun uzun gösterilir. ölmek üzere olan genç herkesle vedalaşır, temennilerini söyler ve "anneciğim," diyerek hayata gözlerini yumar.

peşi sıra üst kattan silah sesi gelir. bekir kendini öldürmüştür: duvarda kan, odanın kapısında sessizce ona bakanlar.

bu izleyişime kadar merak ederdim; bunca acıya, aşağılanmaya yıllarca tahammül eden bekir ne olmuştu da kendini öldürmeye karar vermişti?

sanırım cevabı artık biliyorum:

hiç şüphesiz, bekir bir insanin taşıyabileceğinden çok daha büyük acı çekiyordu. o ünlü tiradın sonunda "oğlum bekir, dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte," diyerek itiraf ettiği gibi kendini öldürmek sürekli aklına gelse de bunu bir türlü eyleme dök(e)mez.

çünkü o gittiğinde çilem ve uğur kötülüklerle dolu bir dünyada yapayalnız kalacaktır. ama yusuf, (bu adın seçilmesi de anlamlıdır) çilem'i bu denli sahiplenip, bu hayattaki tek dostu bekir'e ihanet etmek pahasına uğur'la yollara düşünce onları yusuf'a emanet edebileceğini anlar ve kendisine acıdan başka bir şey vermeyen dünyayı terk edebileceğine karar verir.


*: bu başlık vasıtasıyla da olsa "benerci kendini niçin öldürdü?" diyen sarışın şaire selam edelim.

Hiç yorum yok: