14 Kasım 2010 Pazar

shiki shiki baba*

anlatması uzun sürecek bir hikayede adına "koşu" dediğim bir iş yapardım. bir çeşit mektup.

bazan bir şiirden bir mısra, bazan altı çizili bir satırla çıkardım yola. bazan da beni ben yapan bir filmden, bir replikten.

yolculuğun çember gibi başladığı yerde bittiği de olurdu, bambaşka bir denizin kıyısında da...

*

bizi the lord of the rings'le başka bir dünyaya götüren peter jackson'ın cennet tasvirlerini merak ettiğim için beni heyecanlandıran filmi the lovely bones'u nihayet izledim.

cennette çalan müziklerden birini tanıyordum:cocteau twins-alice

bu parçayı stealing beauty' de de dinlemiştim. o filmi süsleyenlerden biri de portishead grubunun en sağlam işlerinden glory box değil miydi?

aynı grubun palermo shooting'de izleyenlere eşlik eden bir başka şarkısı vardı: the rip.

anlattığınız hikaye palermo shooting gibi italyaya dokunuyorsa filmin müzikleri beirut'un postcards from italy'si olmadan eksiktir.

beirut mu? çalınacak bir sürü şarkıları var ama biz sidiçalarda en son çalınanını dinleyelim.

üstelik tanıdık...

*beirut, shiki shiki baba

Hiç yorum yok: