14 Aralık 2009 Pazartesi

karla karışık yağmur

şehre düşen kara, denize düşen yağmura acırım.

şehir karın kıymetini bilmez. deniz üzerine düşen yağmuru kendine dönüştürür.

durgun bir havuzun yüzeyine düşen yağmur ise müthiştir. severim, yağmurla suyun temas ettiği, hem aynı hem de ayrı şeyler olduğu o anı.

ve bilirim, ‘yağmur yalnız yağarken yağmurdur’*

ara şarkı -uzaklardan gelen,yol yorgunu atının sağrısı terli bir seyyah anlatmıştı-: bu tarz hikayelerde hep olduğu gibi, bir yerde bir adam yaşarmış. üzerine ne yağmur ne de kar düşermiş. çünkü o adamın kalbinde öyle büyük bir yangın varmış ki daha düşmeden buhar olup uçarmış yağmur damlası, kar tanesi...

ve aşığım, dünyanın bütün ağlayan ya da yağmurda ıslanmış kadınlarına. çünkü kirpikleri ıslaktır ve bir kaç tel saçı yanağına yapışmıştır.


*: ismet özel, of not being a jew

Hiç yorum yok: