16 Eylül 2019 Pazartesi

siz

"sen ve arkadaşların" değil, "saygıdeğer sen" olan "siz"...

daha doğrusu "saygıdeğer sen" anlamındaki "siz" üzerine biri uzak, diğeri yakın geçmişten iki anlatı.

önce uzak olan...

olaylar, napoleon ve nişanlısı joséphine arasında gidip gelen mektuplarda cereyan eder. iki aşığın aralarının limoni olduğu bellidir. joséphine'in kendisine "siz" diye hitap ettiği mektubu uzun uzun yanıtlayan napoleon, araya şunu sokuşturur. çünkü "gıcık" olmuştur: "sensin siz!"

şimdi de, yakın tarih...

bir arkadaşım. kendisi şairdir. yazarını şu an hatırlayamadığım bir kitap için eleştiri kaleme almış ve bu eleştiriye internet üzerinden bir eleştiri gelmiş. daha doğrusu, kitabın yazarının eleştiriye cevabı, yani savunması.

/ki, ben olaylardan tam burada haberdar oldum./

peşi sıra arkadaşım bir cevap yazdı. eleştirisini savunurken ve yazarın bazı sorularına da cevaplar verdi. en sonuna da şunu ekledi: "bana siz demenizi gerektirecek ne kötülük yaptım?"

Hiç yorum yok: