geçmiş insanın hatırladığı ilk büyük mutluluk anı veya acı ile başlar bana göre. ikinci durumda; ilk büyük hayal kırıklığı, adaletsizlikle tanışma, gerçek aşkından ayrılma anı, sevdiğinin ölümü...türden bir acıdır, bana göre. bu ilk acı hatıra gizli bir çekmeceye konulup içimizde sakladığımız sürece geçmiş bitmez. dibine kadar yüzleşmediğimiz ve çekmeceyi açıp içindeki külleri evrene sevgiyle savurmadığımız sürece geçmiş bitmez. sevgi dolu birine gösterip yaraya dokunmasına, öpmesine, merhem olmasına, sevgiyle aşkla sarılmasına izin vermek geçmişi bitirmese de günümüze, geleceğe bağlayabilir.
Bir günün sorusu da bizden gelebilir mi? (Cevabinizi evet kabul ediyorum.) Bir sevgi, duyulanın yokluğundan daha çok beslenebilir mi? Ya da bu sevgi degil de başka bir şey midir?
ama bu beslenişin mahiyetini anlayabilmek için ilk olarak "bir zaman olup da şimdi olmayan"ın yokluğundan mı yoksa "zaten hiç olmamış"ın yokluğundan mı besleniyor, sorusuna cevap vermek gerekir.
3 yorum:
geçmiş insanın hatırladığı ilk büyük mutluluk anı veya acı ile başlar bana göre.
ikinci durumda; ilk büyük hayal kırıklığı, adaletsizlikle tanışma, gerçek aşkından ayrılma anı, sevdiğinin ölümü...türden bir acıdır, bana göre.
bu ilk acı hatıra gizli bir çekmeceye konulup içimizde sakladığımız sürece geçmiş bitmez.
dibine kadar yüzleşmediğimiz ve çekmeceyi açıp içindeki külleri evrene sevgiyle savurmadığımız sürece geçmiş bitmez.
sevgi dolu birine gösterip yaraya dokunmasına, öpmesine, merhem olmasına, sevgiyle aşkla sarılmasına izin vermek geçmişi bitirmese de günümüze, geleceğe bağlayabilir.
Bir günün sorusu da bizden gelebilir mi? (Cevabinizi evet kabul ediyorum.)
Bir sevgi, duyulanın yokluğundan daha çok beslenebilir mi? Ya da bu sevgi degil de başka bir şey midir?
beslenir elbette.
ama bu beslenişin mahiyetini anlayabilmek için ilk olarak "bir zaman olup da şimdi olmayan"ın yokluğundan mı yoksa "zaten hiç olmamış"ın yokluğundan mı besleniyor, sorusuna cevap vermek gerekir.
Yorum Gönder