17 Şubat 2017 Cuma

kıskanmak

internette gezindiğimiz sayfaların muazzam bir hafızası var. ama benim favorim youtube. hiçbir sayfa ya da site bu konuda youtubeun eline su dökemez.

bazan kurtuldum dediğiniz bir şarkıyı yeniden dilinize doluyor bazan bir zamanlar dinleyip unuttuğunuz bir şarkıyı zalimce hatırlatıyor.

seçtiğim şarkının peşi sıra önerdiği videoyu da bir kaç yıl önce bir kaç gün çok dinlemiş, sonra da unutmuştum.

bir kaç ünlü sima - ne yazık ki ünlü olmanın magazin sayfalarında görülmek anlamına geldiği hazin bir çağdan geçiyoruz- dost meclisinde çalıp söylüyor. söyleyen eleman oldukça başarılı. beğeniyoruz; hem sevgilim hem ben. üstelik eleman yakışıklı da. tuhaf bir biçimde kıskanıyorum.

ama şimdi aynı videoyu yeniden izlerken, o meçhul köprünün altından bunca su akmışken yani, o elemanı yakışıklı bulanın ben olduğunu fark ettim. aslında sevgilimin tipi falan değildi. muhtemelen ondan yana dönüp bakmaz, magazin sayfalarıyla işi olmadığı için ünlü olduğunu bile bilmezdi. ama ben içime attığım kıskançlık yaşamıştım.

kıskançlık sadece sağlıksız değil yani. aynı zamanda bir mantıktan da yoksun. çünkü bize kıskançlık hissi veren kişi, olay ya da nesneler sevgilimizin ancak biz olmasıyla kıskanılası olacak şeyler. oysa o, o. biz değil.

düşünüyorum da, oğlumun 'bir milyon tane v yaka gri tişört'ü var, kızım sadece elbise giyiyor. çünkü babaları hep onları alıyor.

2 yorum:

cecil dedi ki...

Sadece gıpta etmiyorum , delicesine de kıskanıyorum ;
Babası olan bütün kızları !

verbumnonfacta dedi ki...

sadece gıpta etmiyorum, delicesine de kıskanıyorum; kızı olan bütün babaları!