bilgisayar, yazılım, internet,yüksek teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapan silicon valley, adını periyodik tablonun on dördüncü elementi olan "silisyum"dan, orijinal adıyla söylersek "silicon"dan alır. bu isimlendirmenin sebebi, bu şirketlerin varlığını büyük ölçüde silisyuma borçlu olmasıdır. çünkü silisyum, bilgisayar ve benzeri cihazların yapıtaşı sayılabilecek çip ve mikro işlemcilerin bir manada ham maddesidir.
başka bir deyişle bu vadiyi türkçeleştirmek isteyen biri ya "silisyum vadisi" ya da "silicon vadisi" demek zorunda. ya da olduğu gibi bırakıp "silicon valley" demek en doğrusu.
zira "silikon", yani "silicone" ise bambaşka bir madde. bir çok alanda kullanılıyorsa da adını genellikle güzelleşmek isteyen insanların hikâyelerinde duyarız. adeta, orasını burası büyütmek, düzeltmek isteyenlere hizmet eder.
başka bir deyişle bu vadiyi türkçeleştirmek isteyen biri ya "silisyum vadisi" ya da "silicon vadisi" demek zorunda. ya da olduğu gibi bırakıp "silicon valley" demek en doğrusu.
zira "silikon", yani "silicone" ise bambaşka bir madde. bir çok alanda kullanılıyorsa da adını genellikle güzelleşmek isteyen insanların hikâyelerinde duyarız. adeta, orasını burası büyütmek, düzeltmek isteyenlere hizmet eder.
8 yorum:
Aa bilmiyordum teşekkürler yeni bir şey öğrenmiş oldum sayenizde :) ikisinin de ortak yanı silisyum da silikon da bir şekilde insan hayatını güzelleştiriyor
ben tablo yaparken (silikon)kullanıyorum.bu ise uzun bir hikaye.ama sonuçta bir güzelliğe davet çıkarıyor.(sonuçta silikon)
fazla "teknik" bilgi bu; bir deniz feneri bekçisi için. bahanesi yaptığı tablolar da olsa...
@zelda capulet,
sanırım bir yanlış anlama söz konusu. ben resim yapmayı bilmem.
diğer yandan bilebilirdim de. fener bekçilerini hor görmeyin lütfen.
aman yanlış anlaşılmasın, bu bir hor görme değil. sadece bu metnin ruhu sanki benim hayal ettiğim deniz feneri bekçisine uygun değil.
ayda kurulacak yaşam alanlarından kaos teorisine, fermat'ın son teoreminden fizik kıskançlığına kadar bir çok şey yazdım ben burada. haddim olmayarak iki dil arasındaki geliş gidişlere bile bazan laf ettiğim oldu. on yıl öncesine kadar bilim teknik dergisi okuyan, bilim teknik dergisi kitaplığından bir kaç kitabı "beni ben yapan kitaplar" arasına alabilecek bir deniz feneri bekçisi isem suç bende mi?
bu yazının ruhu yine de farklı bana göre; benim hissettiğim aslında bu tabii. uzatmamam lazım. bir de mızıka'ya özür borçlyum sanırım. dikkatsizce, onun yazdığı bir şeyi size malettiğim için...
Zelda beni bir görseniz gün içinde öyle çok şeyi birbirine karıştırıyorum ki.benim yüzümden dünya savaşı çıkar.ama sonuçta toparlıyorum.onun için hiç sakıncası yok.hem benim çalışmalarımı vnf de yapabilir.hem duygusal hem matematiksel bir çalışma.
Yorum Gönder