24 Kasım 2015 Salı

puzzle

kahvehanede oturmuş semih abi'nin evden izin alıp gelmesini bekliyoruz. bir yandan da çay içip sohbetleşiyoruz.

ama ihtiyar bu çaydan sonra kalkacak. yeni sevgilisiyle buluşacakmış. gitmeden önce fırsat bu fırsat diyerek nisa tayfası hakkında atıp tutmaya başlamıştı ki, bizim penyeci kenan mem.'e, sonunda soru işareti olmayan bir soru sordu: bu ara internete çok takılıyormuşsun.

en başından beri olaydan haberdar olduğum ve mem.'e bir türlü söz dinletemediğim için konuyu değiştirmesine fırsat bırakmadan mevzunun üzerine gittim. "puzzle gibi kız abi. elimizde bir fotoğraftan kesip biçtiği sağ eli ve bilkent center'daki bowling salonunun halısı üzerindeki iki ayağı var. hepsi bu."

kenan da yılların verdiği tecrübeyle, "danadır o zaman o kız," dedi. bu arada tecrübe derken, benim şahit olduğum tek tecrübesi annesinin zoruyla zonguldak'ta yaşayan uzaktan akraba bir kızla telefonda konuşmak olan bir adamdan bahsediyoruz. "valla," dedi mem., "fakir olduğunu biliyorum ama danalık konusunu bilmiyorum, sadece önsezilerim var."

hemen atladım: "bir de ayak bilekleri kütük gibi."

uzun lafın kısası, o akşam ihtiyar, kenan, ben bir olduk, mem.'i o işten vaz geçirdik. zaten olmazdı o iş. etraftaki kızlar çoktan evlenip, çoluk çocuğa karıştığı için, sana şunu yapalım, muhabbeti de olmadı.

tam mevzu bana döndü dönecek ecevit geldi. selam sabah faslından sonra, "zaten dün gece çok içmişim bu gece rakı içesim yok," dedi. birazdan mesaj atıp, "bana izin çıkmadı. beni beklemeyin," diyecek olan semih abi'yi beklemeden oyuna başladık.

Hiç yorum yok: