1 Kasım 2014 Cumartesi

kasım

evet, yine kasım.

yine dostoyevski.

"delikanlı" günlerimizi anarak biraz da.

bunu nasıl kaçırmışım diye hayıflanarak. burayı nasıl çizebilmişim diye şaşkınlıkla.

şimdilik bir insan galerisinde yürür gibi. yüzler ve isimler...

ama yanlış hatırlamıyorsam, yol ilerde düzelecek.

7 yorum:

Zelda Capulet dedi ki...

düzelecek mi gerçekten?

Hayal Kahvem dedi ki...

hey! kasım deyince aklıma hemencik v gelir:)

v for vendetta'daki “hatırla, 5 kasım’ı hatırla…” diyen o adam.

o adam
“ama, o kimdi gerçekte?”
“neye benziyordu?”

filmde v, maskesini bir kez çıkartır. bu sahneyi çok önemserim. çünkü sürekli gülümseyen maskenin altında, esasında acı çeken ve ağlayan bir devrimci gizlidir.

verbumnonfacta dedi ki...

@zelda capulet,
siz bu mahallede yeni olduğunuz için bilmeyebilirsiniz, vnf. her kasım ayında bir dostoyevski romanı okur. tüm dostoyevski romanlarını okumuş olduğu için de kasım okumaları bir süredir tekrar okuma haline dönüşmüş durumda.

şu an kendisi delikanlı'yla takılıyor. okuyanlar, romanın "olmamış" havasını ve en başlarda karşılarına çıkıp duran ama iki sayfa sonra hatırlamayacağı karakterleri bilir. her şey gibi bir süre sonra ona da alışıyorsunuz.

belki de, bir şeyin düzeldiği falan yok, sadece okur alışıyor. ya da sırf dostoyevski diye okuyor.

@hayal kahvem,
sayenizde bir şey daha farkettim. o da, kasım'ın imajını kirleten tek filmin "kasımda aşk başkadır" adıyla bizim coğrafyaya uğrayan filmin olmadığı.

v for vendetta güzeldir. etkileyici. ama bütün ütopik eserler gibi onun da kurtardığı herhangi bir hayat bilmiyorum.

maskelere inanmayın derim yine de. acı çeken, ağlıyor görünen maskelerin altından da pekala şenlikli, kahkahalar yüklü insanlar çıkabilir.

Hayal Kahvem dedi ki...


modernizmin esir almadığı, her şeyin akıl mahkemesi önünde varlığını doğrulatmak ihtiyacı duymadığı masallara inanan bir bünyeye sahibim ben vnf.

ayrıca, masal ve ütopyanın kardeş olduklarını düşündüğüm için, dertlerinin de ortak olduğunu hissederim. nedir?

şimdiki zamana mualif olmak, iyi bir gelecek için umutları canlı tutmak. bana göre masallar, ütopik ve fantastik edebiyat ve sinema şahanedir:)

sonra… hem “v for vendetta güzeldir. etkileyici” diyorsunuz, hem kasım ayını kirleten filmlerden olduğunu söylüyorsunuz. tutarlı değil. asıl mühimi resmen kalbimi kırıyorsunuz.

ben de şunu unutmayın derim, "kırık kalpleri götürürsünüz peşinizden, çocukken yarım bıraktığınız ekmekler gibi, ardınızsıra koşarlar. olmadık bir zamanda kendilerine dair şarkıyı kulağına fısıldar her biri."
(bu cümleleri atilla atalay’dan aşırdım:)siz şimdi bunlara inanmazsınız ama yeminle gelir peşinizden. karışmam valla. inanın)

neyse… sözü uzattım. bu kez attila ilhan’dan iki dize seçeyim. “elinin arkasında güneş duruyordu. / aylardan kasımdı üşüyorduk. “diyeyim.

sisler bulvarı’nda dolaşırken, dünyanın tüm masalları ve ütopyalarına ve acı çeken, ağlıyor görünen maskelerin altında şenlikli, kahkahalar yüklü insanlarına ve de sürekli gülümseyen maskenin altında, esasında acı çeken ve ağlayan devrimcilere mahsus selam edeyim:)

verbumnonfacta dedi ki...

sanırım daha en başında ayrılıyor yolumuz. ben masallara inanmam, inanmayı tercih ederim. ütopya ise kandırır, olmayacak bir şeyi olabilir sanmamıza neden olur; inanmam.

bu yüzden masallar, fantastik edebiyat ve sinema iyidir. ütopyaların ise iyi olduğundan emin değilim. önünde sonunda hayal kırıklığına varıyor hepsi de.

doğrudur, v for vendetta güzel, etkileyici... ama dillere persenk olmasında can sıkan bir yan yok mu?

kız çantasından atilla atalay çıkartır. yoksa ebekulak mıydı çıkattığı?

bu sokakta söz uzamasından endişe edilmez. zira yazıdan uzun yorumlarla ünlüdür burası. siz de dert etmeyin lütfen.

attila ilan için teşekkürler. selamınızın ise, uygun makama ulaşması için dua edeceğim.

Hayal Kahvem dedi ki...

ebekulak:)

"silâh olarak ebekulak çekeceğini hesaba katmamıştım." der ya hani.

"içimdeki yavru kedi debelendi. diyememeklerle geçen ömrüme bir de “yasemiiin” sözcüğü eklendi. yüz kırmızı kare... bin kırmızı kare..."

ne şahane öyküdür.

dualar benden vnf.
selam olsun:)

verbumnonfacta dedi ki...

ben ona "yass." derdim. ve yass. bir gün gitti. giderken, bana yaz, demişti. çok yaz.

ne yalan söyleyeyim, yazmayı çok istedim. ama kolaylıkla tahmin edileceği üzere, hiç yazmadım.

bu öykü işte o günlere denk geldi.

sanırım bu kadar.