4 Kasım 2014 Salı

eksik-masal

benzer bir şeyi 'esemes' zamanlarında da yapmıştım. ama o zaman şimdi olduğu gibi masal anlatmamış, öykücü'ye john hollander'ın hayaller adlı şarkısının türkçesini söylemiştim: ister misin bazı hayaller almak?..

şimdi yaptığım ise, whatsapp üzerinden masal anlatmak.

o gece yazdıkça uydurduğum, sonrasında çok beğendiğim masalı buraya taşıdım. bunu yaparken tek bir şey ilave etmedim, çıkartmadım. belki kelime dizilişiyle oynadım, yazım hatalarını ve akıllı telefonların kelimelere nizam veren ayarının bambaşka kelimeye dönüştürdüğü kelimelerin doğrusunu yazdım. hepsi bu?

başlıktaki "eksik" ise, masal yarım kaldığı ve sonsuza kadar öyle kalacağı için.

*


sanki bir öykü kitabı okuyor gibi anlatayım:
dışarıda kar sesi olsun
sesimde buğu
omuzlarını örten ama boynunu açıkta bırakan bir gece elbisesi olsun üzerinde. gece elbisesi dedimse uyku elbisesi. birazdan uyuyacakmışsın gibi.

bu bir deniz kızı öyküsü: ayakları olmayan bir deniz kızı ile zarif ayak bileklerine halhal takmış dansçı çingene kızın hikayesi.

bu deniz kızı derin çok derin bir denizin derinliklerinde dört bir yanı inci ormanlarıyla çevrili küçük bir şehirde mutlu mesut yaşarmış
deniz altında yaşayanlar için gökyüzü sayılabilecek olan suyun yüzeyinden sonrasını merak edermiş bir yandan
hayatındaki tek sıkıntı buymuş
daha doğrusu, yani görmesini bilenler icin hayatındaki tek heyecan buymuş
bir gün başını kaldırmış gökyüzüne bakarken
pardon, suyun yüzeyine bakarken
önce bembeyaz yelkenlera sahip kocaman bir kalyonun suya batmış kara gövdesini ve suya düşen gölgesini, sonra da onu günlerdir takip eden ve en sonunda yakalayan fırtınayı görmüş
peşi sıra kalyon ve fırtına, beyaz yelkenlerin suya düşen gölgesi ile fırtınanın nefesi arasındaki mücadeleyi izlemiş biraz korku biraz alışkanlıkla
çünkü böylesi mücadeleleri hep görürmüş
ama bu defa farklıymış
çünkü, daha önce hayatında bu kadar büyük kalyon, bu kadar beyaz yelkenler görmemiş.
bu kadar güçlü fırtına da...
kalyon ne kadar büyük, yelkenler ne kadar beyazsa fırtına da o kadar şiddetliymiş.
fazla sürmemiş
kalyon ne kadar büyük, ne kadar dayanıklı olsa da fırtına bu. nasıl karşı koyabilirsiniz ki?
suyun yüzeyine
pardon gökyüzüne
ya da her neyse
kalyonun parçaları düşmeye başlamış. yelkenler sudaki akislerine kavuşmuş. insanlar, tahta parçaları suya düşmüş. toplar, gülleler, fıçılar, silahlar...
gökyüzü
pardon suyun yüzeyi
ya da her neyse
ilk önce suya düşen, sonra çırpına çırpına can verip yüzeyde asılı kalan cesetlerle dolmuş. tıpkı sönmüş yıldızlar gibiymiş. ve deniz kızı bu benzetmeyi nereden aldığını bilmiyormuş.
derken simsiyah bir küre aşağı inmeye başlamış. bu küre renkli elbiseleri suyun derin karanlığında bile fark edilen bir adamın ayağına zincirle bağlıymış ve normalde
su yüzeyine
pardon gökyüzüne
ya da her neyse
çıkması gerekirken usul usul batıyormuş. bir yıldız gibi kaymış denizin derinliklerine doğru.
bu adam bir sihirbazmış. bir avuç kumu altın tozuna çevirdiği gün, zenginliğinin tehlikede olduğunu düşünen kaptan ve tanrının koyduğu kurallarla alay edildiğini düşündükleri için kalyona uğursuzluk geleceğini düşünen tayfalar tarafından bir gülleye zincirlenip geminin ambarına kilitlenmiş.
belki de kurallarına körü körüne bağlanılmasından hoşlanmayan tanrı bunun üzerine fırtınalarından en güçlü olanı yollamış
kaptan ve çok gurur duyduğu gemisini cezalandırmış.
adam sihirbaz olduğu için uzun süre nefesini tutabiliyormuş. ve bu bir masal olduğu için de suyun altında konuşabiliyormuş.
...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

eksik deyince kümkücücük parçası yokmuş gibi geliyor bu yarımdan bile az.kendimi kandırılmış hissettim.bence eksik kısma kadar borçlusun

verbumnonfacta dedi ki...

"yarımdan bile az" demekte haklısınız. bu masalın bir "hayat" kadarlık kısmı eksik. adı üzerinde "masal" işte.

belki de daha fazla vebal altında kalmamak için başlığı değiştirmeliyim: "yarımdan bile az masal" mesela...

Min'el Lâ dedi ki...

"...ve sonsuza kadar öyle kalacağı için."

Yarım kalmışlığı öylesine güzel ki aklı ama en çok bir kalbi olan hiç kimse tamamlayarak bozmamalı yarım kalanı.

Sanırım yarım kalmış olan çoğu şey, sanılanın aksine son derece tamdır, tamamdır.(Tam da olması gerektiği gibi.)

Yarım bırakmak bazen iyidir. Her tamamlanmamış şey, 'acaba' çengeli sayesinde hoş bir olasılık olarak sulhe sebep duruyor hayatla aramda... diyeceğim ama çok da fazla uzatmaya lüzum yok sanki. Kim bilir belki de bu yorum, hemen şimdi biterek layıkıyla tamamlanmıştır. (Bu parantezin içinde bir gülümseme var.Lütfen kabul edin.)

Selamlar

verbumnonfacta dedi ki...

herkesler gibi ben de bu "masal"a başlarken "eksik" ya da "yarım" kalmasını beklemiyordum. bir "son-uç"a varmasını öngörmüştüm. ama olmadı.

haklısınız, "sonsuza kadar eksik kalacak". çünkü, hiçbir zaman bu masala başlayan ve buraya kadar anlatan mutfak masasında oturup yüzünde gölgeli bir tebessümle bunları kayda geçiren adam olmayacağım.

yine de, tıpkı sizin gibi bu "kusur"un o kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. deniz kızı ile sihirbazın evlenmesinden daha iyidir.

gülümsenizi size emanet ediyorum. selam ise buradan da.

Unknown dedi ki...

Acaba yazar, denizkızına ayakları olmayan bir denizkızı diyerek denizkızını ne kadar kırdığının farkında mı.. insan, yazarlar/şairler söyleyene kadar bazı şeylerin eksikliğini hissetmezler.. belki denizkızları da öyledir.. bu arada masal eksik miydi.. bakın hayatımın tadı tuzu yetmezmiş gibi şimdi bir de masalı eksik..

eksik olmayın..
:)

verbumnonfacta dedi ki...

basit, kendi halinde bir anlatıcı olarak elimde bu denli büyük bir güç olduğunu tahmin edememiştim. bu gücün farkına varınca değil ama yazdıklarınızı okuyunca kendimi biraz mahçup hissettim. kendilerine ayna tutmakla kalbini kırdığım bütün denizkızlarından özür dilerim. ulukatta bu ve bir çok şey yüzünden bağışlanmam için duacı olsunlar lütfen.



hayat ve masal bir bardağı dolduran iki ayrı sıvı gibi. ne kadar "hayat" olursa o kadar az "masal" oluyor yaşadığımız.



sağolun, varolun....



notgibi: babası "balım" diyerek severken itiraz eden ve kendisinin "tuz" olduğunu iddia eden küçük bir güzelliği hatırlattınız bana. ki bunu için fazladan teşekkür ederim.