10 Eylül 2012 Pazartesi

salman rushdie'nin bildiği yol

salman rushdie aşağıdaki paragrafla sanatına dair ip-ucu verirken, ben de hakkındaki haklı eleştirilere rağmen yazdıklarını neden sevdiğimi bir defa daha anlıyorum:

"şimdi de aniden sertçe esen bir rüzgâr hayal edin, leş gibi sokaklardan birinde yerde duran buruş buruş bir gazete sayfasını önüne katarak pis bir kelebekmiş gibi döndüre döndüre havalandırıyor; en sonunda gazete sayfası açık pencereden girip dış dünyayla içerdekini karıştırarak sir darius'un cilalı ayakkabılarının yanına usulca konup ondan ilgi bekliyor. bu sürekli olarak zihnimde canlanan bir görüntü, fakat gerçekten böyle olmuş olamaz değil mi. belki birisi sir darius'a bir mektup yazdı ya da kalbini kıran bu bilgiyi şans eseri rastladığı bir âlimin güncesinde kendisi okudu. böylesine yavan bir uyarlamayı da tercih edebilirsiniz, keyfiniz bilir, ben kendi bildiğim gibi anlatmaya devam edeceğim. gazete sayfası pencereden girdi ve onu hoşnutsuz bir şekilde yerden alan sir darius tam atmak üzereyken dört ayrı kelime gözüne çarptı."*


*: ayaklarının altındaki toprak

Hiç yorum yok: