24 Eylül 2025 Çarşamba

isyan

ben her zaman şükretmesini bilen biri oldum. hayatından memnun, sahip olduklarıyla mutlu. elbette komşunun tavuğunu kaz gördüğüm olmuştur ama evdeki tavuk bana yetti de arttı.

'isyan' anarşist söylem, edebi estetik ve duruş olarak hayatımda olsa da, erdem bayazıt usta gibi "isyan şiirleri"ni bilsem de iki yer dışında ohepvarolan'a hiç isyan etmedim.

/biri ankara'da bir kahvaltı masası, diğeri mavi gözlü bir şehirde, eski hastanenin bahçesindeki en uzak çam ağacının altı...

kısa sayılmayacak bir ömre iki isyan hiç de çok sayılmaz bence.

üstelik her ikisinde de abim -ki kendisi büyük teyzemin büyük oğludur- yanımdaymış./

galiba geçen gün üçledim...

ağzımın suyu aka aka, iki kocaman siyah ekmek diliminin arasını tıka basa doldurmuş nefis bir sandviç hazırlamıştım. ilk ısırığı kopardım 'içindekiler'in tadını birer birer hissettim ve "allahım," dedim.

"allahım, neden beyaz ekmeğin tadını siyah ekmeğe vermedin? ya da siyah ekmek yerine neden beyaz ekmeği sağlıklı yapmadın."

*

bilmiyorum isyanım ulu katta duyuldu mu?

eğer duyulduysa ve tanrı benim bildiğim gibi iyi değil de bir kısım geri kafalının iddia ettiği gibi kötü ise öldükten sonra kesin cehennemdeyim. cezam da ateşlerde yanmak yerine sabah akşam siyah ekmek.

diğerleri neyse de siyah ekmekle kahvaltı.

asıl ceza bu.

Hiç yorum yok: