24 Eylül 2020 Perşembe

zeyl

ya da masumiyet müzesi için başka bir son denemesi.

"kemal bey bakışlarını yaz boyu bahçeyi gölgeleyen at kestanesinin şimdi uçları pencereyi yoklayan çıplak dallarından alıp kucağında ne yapacağını bilmeden öylece duran ellerinin üzerine bıraktı. uzun bir yoldan gelmiş izlenimi bırakan yorgun sesiyle bir sırrı fısıldar gibi, "bir çok okurunuzun marazi bir tutku diye nitelendireceği bu hikâyede, benim vaz geçemediğim füsun'dan çok füsun'u sevmekti," dedi.

bunu adeta bir son gibi söylemişti."

Hiç yorum yok: