3 Ocak 2020 Cuma

dilek

bugünlerde, masallardaki cinlerden biri karşıma çıksa ve "dile benden ne dilersen" dese, haklarımın birini yetmişlerin sonunda ünivesite öğrencisi olmaya harcardım. o zamanlar bireylerin daha erken olgunlaştığını hesaba katarsak yatılı lise öğrencisi de olabilir.

henüz aşık olmamışım ama ben ruhi bey nasılım ile çoktan tanışmışım, favorilerim uzadıkça uzamış, tıpkı şimdi olduğu gibi aynada favorilerime bakarak "değil babam kadar, bilsem ki yarısı kadar yakışacak bıyık da bırakırdım," diyorum, şair ceketliyim, boyun atkım var -ki hiç sevmem-, ders asıp kantinde oturuyorum hayata aldırmadan. ne eşitlik ve halkların kardeşliği ne uzak asya ne de cennet ve cehennem umrumda. sadece adalet istiyorum ohepvarolandan, öteki dünyayı ya da ahireti beklemeden adalet.

boğazdaki çay bahçelerinden, boğaz sırtlarında, fıstık çamlarının üzerinden boğazı seyrediyorum. cebimde yıpranmış, satırlarının altı çizilmiş, mısraların yanına yöresine kalp kondurulmuş ben ruhi bey nasılım... o zaman da severmişim cihangir camii'nin avlusunu. orada oturup adalar'ı seyretmeyi, saray-ı amire'ye bakıp hayal kurmayı.

her fırsatta ruhi bey'in izinden yürüyorum. rastlasam soracağım: ruhi bey, ben nasılım?

Hiç yorum yok: