kemal tahir, esir şehir üçlemesi'nin sonuna doğru, o ana kadar pek konuşturmadığı, deyim yerindeyse bir figüran, hatta nesne gibi yaklaştığı nermin hanım'ı bir bahane ile konuşturur.
(olmasaydı da olur diyebileceğimiz bu bölümde ona söz hakkı vermekle, istemeden de olsa ona haksızlık etmiş olmanın ağır yükünden kurtulmak ister gibidir. ama konumuz bu değil.)
nermin hanım, kendisini dinleyen şükran ve murat'a, kızı ayşe ile kendisinin iki ayrı tipte insan olduğunu söyler ve neden insanların gözünde kötü olmayı göze aldığını açıklar: ben ömrümde hep, beni kesin güvene ulaştıracak, orada yaşatacak adam aramışımdır.
bunu dedikten sonra da, kendisi gibi insanların gerçekten mutsuz olamayacağını söyler. "çünkü bilemezler mutluluk ile mutsuzluk arasındaki farkı... daha korkuncu, bilmek de istemezler."
evet, ayşe'ye anne nermin hanım böyle der.
(olmasaydı da olur diyebileceğimiz bu bölümde ona söz hakkı vermekle, istemeden de olsa ona haksızlık etmiş olmanın ağır yükünden kurtulmak ister gibidir. ama konumuz bu değil.)
nermin hanım, kendisini dinleyen şükran ve murat'a, kızı ayşe ile kendisinin iki ayrı tipte insan olduğunu söyler ve neden insanların gözünde kötü olmayı göze aldığını açıklar: ben ömrümde hep, beni kesin güvene ulaştıracak, orada yaşatacak adam aramışımdır.
bunu dedikten sonra da, kendisi gibi insanların gerçekten mutsuz olamayacağını söyler. "çünkü bilemezler mutluluk ile mutsuzluk arasındaki farkı... daha korkuncu, bilmek de istemezler."
evet, ayşe'ye anne nermin hanım böyle der.
1 yorum:
LEON daki en sevdiğim replik geldi aklıma🙄 Mutlu olmakla, mutsuz olmanın arasında bir yerde kaybolup gitmekten korkuyorum."
Yorum Gönder