12 Kasım 2017 Pazar

tanıdık

buradaki adamı iyi tanıyorum.

aklının/ zihninin/ mantığının nasıl kalbinden/ duygularından hızlı hareket ettiğini çok iyi biliyorum.

söz gelimi, kalbi bir aşkın başlangıcında heyecan ve mutluluktan yeryüzüne inmeyi düşünemez haldeyken aklının ona yaşanacak olanların hep daha sonrasını nasıl hatırlattığını...

ya da, hiçbir şey yaşamadan, hatta yaşamaya bile başlamadan aklının nasıl ipleri eline aldığını ve yaşanacağını tahmin ettiklerini yaşayıp eskittiğini...

ne yazık ki, duyguları azalmadığı halde isteği tükendiği için nadiren mutlu olacak. eğer bir kıymet varsa ancak kaybettikten sonra anlayacak.

bir gün geldiği yolu geriye yürüdüğünde, kalbi yaşanacak ne varsa yaşamak isterken aklının her şeyi yaşayıp bitirmiş olduğunu görecek. bir de, bu duyguyu anlatmak için 'kızgın demir' imgesini seçebileceğini.

örse yatırılmış, soğuyana kadar çekiçle dövülen kızgın demir.

Hiç yorum yok: