31 Aralık 2016 Cumartesi

otuz bir aralık

otuz bir aralık öğleden sonralarını severim.

hafta sonuna denk gelmese de tatildir. postanenin önüne kar düşüyordur. bir kaç dakika evvel, postane memuruyla, "soğuk damga değil pulla bedellendirilmiş olmasını istiyorum," diye ama nihayetinde tatlıya bağlanan bir tartışmaya girmiş ya da çok önceden aldığım pullarla postaya hazır ettiğim kartpostalları posta kutusunun karanlığına yollamışımdır.

öykücüyle karşılaşmayı hayal ederim. hangi şehirde olduğumun bir önemi yoktur. bir kaç dakikalık oyalanmanın ardından başımı kaldırıp gökyüzüne bakar, sonra paltomun yakasını kaldırır şehrin üzerine yürürüm.

otuz bir aralık öğleden sonralarını severim. postanenin önü ise, bir de kar yağıyorsa...

o kar sadece kaldırımları değil bütün bir seneyi aklar.

2 yorum:

cecil dedi ki...

Karlı bi dağın eteğinde yaşamama rağmen kar yağmadı ne gündüz ne gece ..oysa ağacımı tamda pencereye yakın kurmuştum ağaçtaki ışıkla aydınlanan salonumdan kar yağarken pencere görüntüsü planlamıştım ..
Olamadı ..
Nasıl severdim yılbaşı kartlarını öğrencilik yıllarımda hiç ihmal etmezdim
Annemde bilir bunu o yüzden geçen yılbaşı tatili için gittiği viyanadan kart atmıştı .. eski usul üstelik zarfsız ..
yılbaşı olmasada her gittiği ülkeden yapıyor bunu annem ..
güzel olsun bu yıl .. huzurlu sağlıklı olsun ..
Mutlu yıllar ..

verbumnonfacta dedi ki...

benim de gittiğimiz yerlerden birbirimize kart attığımız bir oyun arkadaşım var. bazan posta kutusunda altı- yedi kart bulduğum bile olur.

herkes için mutlu bir yıl olsun. huzurlu ve sağlıklı...