21 Aralık 2016 Çarşamba

bir masada iki kişi: hayal

çayından son bir yudum aldı, masaya bıraktığı fincanı parmak uçlarıyla ortaya doğru itti. bir süre camdan dışarı, belki de apansız bastıran yağmurda ıslanmamak için koşuşan insanlara baktı. bakışlarını oradan alıp az önce masanın ortasına doğru ittiği fincana verirken konuşmaya başladı:

- zayıflamışsın.

- bunu daha farklı hayal etmiştim.

- nasıl farklı?

- fincanı masaya bıraktıktan sonra bana uzanıyordun. sağ avucunu yanağıma koymuştun. baş parmağınla yüzümü severken, gözlerin gözlerimde, şefkatle ve özlemle, "zayıflamışsın," diyordun.

*

hayır, bu konuşma hiç olmadı. bu masa da. yalnızca bir hayalin hayaliydi.

4 yorum:

cecil dedi ki...

Yaklaşık iki ay ayrı kalmıştık ..neyi paylaşamıyoruz bende bilmiyorum ..
Hayal deyince aklıma geldi ...
İncecik pidelerin hep masum fast foodlar olduğunu düşünürdük , et istemediğim zamanlar patatesli kaşarlı olanı en sevdiğimizdi ...
Dersimin iptal olduğu bigün karşılaşmamızın mümkün olduğu bir saatte mucize olsun tanrım diyerek aynı masamıza oturdum ..
Ben içecek sevmiyorum yemekle .. kıpkıtır incecik pidemi gayet yavaşca mailimizde ki fotoğraflara bakarken , yiyorken
Arkamdan hızlı bi adım hissettim .. dönüp bakmaya kalmadan masaya sertçe telefonu bırakarak ceketini tam karşımdaki sandalyeye asarak
- belki yemek ısmarlarsın ... diye gülen bir çift göz karşıma dililiverdi
Kendime söz vermiştim karşılaştığımız gün ona sımsıkı sarılacaktım ... öyle de oldu .. sarılıp nefesimi tuttum kalbini dinledim nasıl güzel atıyordu tarif edemem .. hiç konuşmadan tek bir söz söylemeden uzunca kaldık öyle
Sonra onun o içten mutlu kahkahası beni kendime getirdi ..
-ne içersin ? Sen kuru kuru yemezsin sanada söylüyorum ...
Yioo çok aç değilim gel seninkinden yemek istiyorum.. ve ilk kez o gün arkamızda yemek bıraktık ... bakışıp konuşmaktan gülüşmekten yiyemedik .. çok güzel bi gün dü
O kadarını asla hayal edemezdim ...
şimdi yine ayrıyız .. sancılı bi aşk bizimki ..
hayal kurmamaya çalışıyorum .. şarkılardan kaçıyorum ..
dua da etmiyorum ..

verbumnonfacta dedi ki...

belki de, "aşk her zaman yaşanmış bir şeydir. ancak hiç yaşanmakta olan bir şey değildir, ancak hatıra olabilir. aşk acısı zannettiğin şey, aşkın kendisidir,"* diyen amcabey haklıdır.

*:alper canıgüz, gizliajans

cecil dedi ki...

Nazan bekiroğlu da lâ " da buna benzer cümleler kurmuştu ...
' aşkın bir ölçüsü var ise oğul neler yapabildiğin değil neler yapabilecekken yapmadıklarındır ...'
Çok doğru evet ...
Aşk iki kişilik değil ... anladım

verbumnonfacta dedi ki...

"aşk iki kişilik değil" cümle olarak iyi duruyor ama doğru değil. aşkın muhataba ihtiyacı var bence. başka türlü çoğalamaz. kaldı ki benim aynı kalmasına bile tahammülüm yok.