10 Şubat 2012 Cuma

kostantiniyye

vapurla istanbul'a gelen italyan yazar edmondo de amicis, bin sekiz yüz yetmiş dörtte yayınlanan istanbul adlı kitabında kenti ilk görüşünü şöyle anlatır:
"az sonra şehrin iki mil uzunluğundaki bir kısmı ortaya çıktı; fakat, doğrusunu söylemek gerekirse, beklediğim manzara bu değildi. lamertine'in 'istanbul bu mu?' diye sorduğu ve 'ne hayal kırıklığı!' diye bağırdığı yerdeydik. tepeler hala örtülüydü, ancak deniz kenarı görülüyor, evler sonsuz bir dizi halinde diziliyor, şehir dümdüzmüş gibi geliyordu. ben de, 'süvari, istanbul bu mu?' diye haykırdım. süvari kolumdan yakalayıp elini ileriye doğru uzattı: 'ümitsizliğe kapılmayın' dedi, 'şuraya bakın...'"

işaret edene değil işaret edilene bakan amicis, sis dağılıp, istanbul gözler önüne serildiğinde ise şunları yazar:
"şimdi anlat bakalım zavallı; bu ilahi hayali anlatabilmek için kafi gelmeyen kelimelerinle günaha gir! istanbul'u anlatmaya kim cüret edebilir? chateaubriand, lamartine, gautier diye mi mırıldandınız? tasvirler, tabirler akla dolaşırken kalemden kaçıp uzaklaşıyor."

9 yorum:

cecil dedi ki...

ah istanbul..

pelinpembesi dedi ki...

istanbul böyle güzel anlatılır!

ligea dedi ki...

istanbulu seviyor sen?

verbumnonfacta dedi ki...

@cecil,
ah, haşmet ibriktaroğlu!...

@buket,
edmondo de amicis, sadece bu 'ilk an'la değil bütün bir kitapla 'eski istanbul' kitaplığının baş yazarı olmayı hak eder.

@ligea,
istabulu ikamet etmek için değil ziyaret etmek için sevenlerdenim. (klişe olduğumu biliyorum)
her şeyi okumaktan ümidi kesince tarih okumalarımı sadece 'eski istanbul'a indirgedim bu yüzden o kutlu zamanları ve siyah beyaz filmlerdeki istabul'u çok severim. bir de türken şoray'ın estetik görmemiş halini. (klişe olduğumu söylemiştim)
ama seçme şansım olsaydı, erguvanların kontrolden çıktığı günlerde her yıl bir kaç hafta istanbulda yaşamak isterdim. (artık siz de biliyorsunuz)

et cetera dedi ki...

sislerin ardından belli belirsiz bi bakış ile istanbul!....bu arada istanbul hakkında o kadar söz söylenmiş ki sanırım söz konusu "istanbul" olduğunda klişe olmaktan başka bi seçeneği olmuyor insanın...

et cetera dedi ki...

sislerin ardından belli belirsiz bi bakış ile istanbul! .....vay be!

verbumnonfacta dedi ki...

et cetera,

istanbul tükendi mi dersiniz? yoksa klişe oluşum sıradanlığımdan başka bir şey olmasın?

et cetera dedi ki...

önceliklee...sıradan birisi olduğunuzu düşünmüyorum...ve bence istanbul da tükenmedi...istanbul yaşayan ..büyüyen....büyüleyen bir şehir...belki de kelimelerdir tükenen..huh..siz ne dersiniz?

verbumnonfacta dedi ki...

kelimelerin tükenmesindense istanbul'un tükenmesini tercih ederim. kaybımız tek olur.

aksi takdirde çok...