19 Nisan 2010 Pazartesi

bahara dair üç güzellik

baharları sevmem; ne ilkini ne de sonuncusunu.

kimbilir? belki bir gün dilim döndüğünce sebeplerini anlatırım.

yine de bahara dair öyle şeyler var ki güzeldir ve bu güzelliği inkar edemezsiniz. istisnasız güzel yani. tıpkı beyaz tenine, renkli gözlerine ve sarı saçlarına rağmen güzel olan nicole kidman gibi.

başlıkta üç dedim ama istanbul'da değilseniz 'ilk iki'yle yetinmek zorundasınız:

bir.. pastane, lokanta, bar ya da kafelerin dışarıya çıkıp kaldırımlara taşan masaları. bir yandan yoldan geçip gidenleri seyrederken bir şeyler içmek, yemek ya da okumak.

iki.. bir çimen denizinin ortasında aniden patlayıveren papatya fırtınası.

üç... erguvanlar. nokta. nokta. nokta.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bu sabah erkenden, evde epeyce kapalı kaldıktan sonra ilk kez dışarı çıkıp baharı içime çeke çeke yürüdüm. ve hissettiklerimi bunca güzel anlatan şu dizeleri paylaşmak istedim: “bahar beni kendisine karşılık vermeye zorluyor. her çiçeğine karşılık içimden bir çiçek, ılık esintilerine karşılık ciğerlerimden ılık bir nefes istiyor…parlaklığına, hafifliğine, coşkusuna karşılık vermem gerekiyor. bahar sunduğu her şeyi yaşamaya zorlayarak bana şiddet uyguluyor.” *
*:bizim büyük çaresizliğimiz, barış bıçakçı

verbumnonfacta dedi ki...

biraz cesaret...