/bu arada, gole sevinirken formayı çıkartmanın neden kusurlu hareket sayıldığını ve sarı kartla cezalandırıldığını biliyor musunuz?
formadaki reklam görünmüyor diye. oysa reklamın en etkili olduğu zaman gol sonrası. evet, tam da napolyon'un dediği gibi./
hafta sonu euro2022, başka bir deyişle avrupa kadınlar futbol şampiyonası'nın finali vardı. maçın sonunda, uzatmalarda bulduğu golle almanya'yı iki-bir mağlup eden ingiltere şampiyon oldu.
bu şampiyonluk ise ingiliz oyunculara elli beş biner sterlin prim kazandırdı.
ama geçen yıl oynadıkları euro2020 finalini kazansaydı ingiltere erkek futbol takımı futbolcu başına dört yüz altmış bin sterlin prim alacaktı. yani kadınlara verilen primin sekiz katından bile fazla.
kadın futbolunun görünürlüğünden dem vurarak ya da sponsor desteğinin, yayın gelirlerinin azlığını bahane ederek bu durumu normal bulan, prim farkını savunanlar çıkacaktır. her şeyin paraya tahvil edildiği dünyada kadınlar 'bu kadar' hak etmiştir çünkü.
ama kazın ayağı öyle değil. profesyonel olarak yaptıkları bir meslekten kazandıkları transfer ücreti ya da maaştan bahsetmiyoruz çünkü. öyle bir durumda, ücretlerin gelire göre belirlenmesi, düşük ya da yüksek olması çok normal.
futbolun tersine voleybolda -özellikle türkiye'de- tam da bu yüzden kadın sporcular daha fazla kazanıyor.
tenis gibi, aradaki izlenme, kalite, seyir, efor farkının büyüklüğüne rağmen kadın-erkek ayrımı yapılmayan, şampiyonlara aynı miktarda ödül verilen sporlar da var.
ama ülkeni temsil etmenin ve şampiyonlukla onurlandırmanın sponsoru, yayın geliri, görünürlüğü, eforu, kadını erkeği olur mu?
böyle bir prim farkı ayrımcılık bence. hem kadın haklarına hem kazanımlarına saygısızlık.
dilim döndüğü, gücüm yettiği kadarıyla kadın ve erkeğin aynîleşmesine karşı dursam da bu öyle bir şey değil. burası kamusal alan ve burada her birey denk ve eşit haklara sahip.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder