uzatmayacağım. çünkü yolu uzattım.
evet, yolu. çünkü onu görmek, uydurmadığımdan emin olmak istiyordum.
hava güzel, vakit akşama doğru. bulutlar olmasa, "güneş ufka devrilmişti" falan da derdim.
içimde merak, heyecan, endişe, umut karışımı bir duygu. ne de olsa 'gülüm' sayılır.
o karma duygu görünce sevince dönüştü. nasıl da şenlikli. meyvesi bol, yaprakları yemyeşil. bahçe sahibi ya da bahçenin bakıcısı hatasının farkına varmış, bu defa etrafının bakımını da dut fidanını da ihmal etmemiş.
tam vaktinde meyveye durmuş olduğunu görünce, "jet lag etkisi geçmiş galiba," dedim. sonra kendi kendime devam ettim: ya bu manyak jet lag değil de şizofrense?
sonra da kendi şakama, kendim güldüm. laf aramızda erken olgunlaşmış bir kaç dut bile yedim.
biliyordum, o dut fidanının toparlanacağını ve meyvelerini ikram edeceğini sezmiştim..çok sevindim...ayrıca şizofren olsa ne çıkar değil mi? gidip "dut ağacı boyunca, dut yemedim doyunca" yı dinleyeyim bari zira ahval öyle :))
YanıtlaSilçok sevgiler.
her şeyden önce: buradan da sevgiler, saygılar.
YanıtlaSilaslına bakarsanız, jet lag ya da şizofren umrumda bile değil. önemli olan dut. sevabına da razıyım günahına da.