2 Kasım 2023 Perşembe

dakika ve skor

"Leyla kalakalmıştı. Bu his çok tanıdıktı. Derin bir kuyunun içine düşmek, oradan gökyüzüne bakarak dünyanın sessizliğini dinlemek. Aşağıda, el kadar açıklığın altında, yerin dibine doğru yapayalnız, kimsesiz; onu arayıp soracak, Leyla nerede diyecek, ayaklarında uyutacak bir annenin olmadığını her an bilerek beklemek, beklemek. Çocukken yaz ikindileri indiğinde Arap Hanım Teyze, "Tilki ben de rençperlik yapardım ama ikindi sıcağı olmasa, dermiş," diye tuttuğu gibi Sema ile Leyla'yı uyuturdu. Küçük bir yer yatağı serer, iki minder atar, yan yana yatırırdı bunları. Sema daha büyük olmasına rağmen mızmızlanır, uyumak istemez, annesinin onu ayağında sallamasını isterdi. Her gün Sema böyle uyurdu. Bir kez bile Leyla'ya, "Kızım seni de sallayayım mı?" dememişti. Ona analık etmişti, tek tokadını yememişti, Sema ne yiyorsa ona da yedirmişti, sokaktan dizleri yaralı ağlayarak geldiğinde sümüklü burnunu temizleyip yüzünü yıkamıştı ama bir defa bile olsun onu sallamamıştı. İşte yanında Sema böyle mırıldanarak uyurken Leyla yumulu kirpiklerinin arasından küçücük bakardı onlara. Anasızlık kuyunun dibinden sessiz dünyanın gürültüsünü dinlemekti. Yukarısı günlük güneşlik ama uzanıp Leyla'yı oradan çekip alacak ana eli yok!"*


*: ahmet büke, deli ibram divanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder