sanki bir üst geçidin korkuluklarına dirseklerimizi koymuş da bir nehri seyredermiş gibi akıp giden vasıtalara bakarken.
büyük usta, bir kaç gün içinde önce toprağa düşecek sonra da çürüyüp gidecek kiraz çiçeklerinin güzelliğini seyrederek manastırın bahçesinde yürüyormuş. talebelerden biri acele ettiği için nefes nefese, söyleyeceklerinden ve büyük ustanın huzurunda olmaktan dolayı heyecanla yanına yaklaşmış. konuşmasına izin veren, "söyleyeceklerini söyleyebilirsin" manasına gelen sessizliğin ardından, "ben," demiş.
"ben suyun üzerinde yürümesini öğrendim."
büyük usta, çiçeklerin geçici olmakla çoğalan güzelliklerine bakmış ve talebesine sormuş.
"peki, bundan vaz geçebilecek misin?"
diyeceğim o ki, ister tesadüfen isterse emek harcayarak birini bulmuş ya da bir adayı keşfetmiş birinin kendine sorması gereken tek bir soru var:
"peki, bundan vaz geçebilecek miyim?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder