"Kâtipler genellikle yazmalarının kenarlarına, Tanrı'nın eserini yazarken çektiklerini not alırlardı. Bir boşlukta, ince bir şikayet gizlenirdi:
Mürekkep azaldı, gece her an çökebilir. Şimdilik bırakıyorum. İsa aşkına içecek bir şeyler getirin. Yazmak kaburgaları çökertir, sırtı mahveder ve gözleri yaşlarla doldururdu. Peter, bir defasında Paris'teki Saint- Viktor'un kütüphanesinde aynı kâtibin elinden çıkmış bir dizi not bulmuştu:
Bu parşömen çok tüylü, diye mızmızlanmıştı,
bu lambanın ışığı çok kötü. Yine de bir metal şaftının başında saatlerce oturana dek, kâtibin son düşüncesini tam manası ile anlayamamıştı:
Denizcilerin kıyıyı beklemesi gibi bekler kâtipler son satırı."*
*: alix christie, gutenberg'in çırağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder