11 Ocak 2021 Pazartesi

tehlikeli şiirler - elli

tehlikeli şiirler okuyalım leyla
gökhan özcan'dan bir şiir* mesela

Günlerin demini alamadığı zamanlar vardır.
Güneş doğar gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
Günaydınlar, bir başka güne ertelenir.
İnsanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
Böyle günler uygun değildir aslında başlamaya.
Ama başlarız. 

Günlerin neredeyse hiç yürümediği zamanlar vardır.
Bir ağustos sıcağının her yeri kaplayıp kurutması gibi durur hayatın akıntısı.
Sadece, bir ağustos böceğinin sesini işitiriz, uzaktan, belli belirsiz.
Devranın döndüğünü unutmamak için, derin nefesler alırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sürdürmeye
Ama sürdürürüz.

Günlerin ağırlıkları kaldıramadığı zamanlar vardır.
Sözler dibe vurur; hiçbir maviliğin kaldıramayacağı bir ağırlığa ulaşır.
Sessizlik, seslerin ötesinde bir hayalet gemi olur.
Gider, en gidilmez limanlara demirler.
Böyle günler, uygun değildir aslında konuşmaya.
Ama konuşuruz.

Günlerin surat asmaktan hoşlandığı zamanlar vardır.
Hüzün düşer yüzümüzden; parçalanır, bin parça sıkıntıya sığınır parçaları.
İçimizdeki her şey, kendini tene vurmanın bir yolunu arar.
Acıyı tırnaklarımızda bile hissederiz.
Böyle günler, uygun değildir aslında gülümsemeye.
Ama gülümseriz.

Günlerin pembe kıvılcımlar çıkarttığı zamanlar vardır.
İçimizde startını vermediğimiz baharla yeşerdiğini görür, şaşırırız.
Kalbin doğruları, aklın yanlışlarına galebe çalar.
Bu heyecan, bu akıl almaz körlük, bir koşuya sürükler bedenimizi.
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sevmeye.
Ama severiz.

Günlerin ince sarsıntılar uydurduğu zamanlar vardır.
Neden olduğunu bilmediğimiz kırgınlıklarla açarız gözlerimizi dünyaya.
Bütün titreşimler bir yerimizi acıtır mutlaka.
Bütün, izler bilmediğimiz bir ateş tutuşturur bir köşemizde.
Çaresiz teslim oluruz.
Böyle günler, uygun değildir aslında kırılmaya.
Ama kırılırız.

Günlerin diğer günlere benzemediği zamanlar vardır.
Elimize aldığımız her şey pörsüyüp söner.
Biriktirdiğimizi sandığımız geçmiş, ufalanıp gider avuçlarımızda.
'Sonra' da kaybeder anlamını 'önce' nin ardından.
Bir mum ışığından yansıyan gölgeye dönüşürüz.
Böyle günler, uygun değildir aslında yaşamaya.
Ama yaşarız.

Günlerin sona ermediği zamanlar vardır.
Kelebeğin ateşe yakalandığı gibi yakalanırız.
Hiçbir şey anlamadan... 
Akreple yelkovanın bu nedensiz duruşundan hiçbir anlam çıkaramadan...
İpi yeniden bağlayamadan ve çözemeden....
Böyle günler, uygun değildir aslında ölmeye.
Ama ölürüz.

*: bazı günler uygun değildir aslında

2 yorum:

  1. Gökhan Özcan! yazılarını çok severim

    YanıtlaSil
  2. ben kendisini de severim. yazdıklarına ve yazılarında dert ettiklerine bakınca güzel bir insan hissi uyandırır bende.

    büyük konuşmak kadar büyük hissetmenin de tehlikeli olduğu şu çağda umarım yanılmıyorum.

    YanıtlaSil