o ünlü tablodan bahsedileceğini düşünen sanatsever tayfa ve dinler tarihiyle ilgilenen arkadaşlar buradan devam etsin lütfen. çünkü bu, 'şimdilik' benim son akşam yemeğim.
bu akşam altı kişi geniş bir masanın etrafında toplanıp yemek yedik. o masanın başında akşamı gece ettik. yemekler kusursuz, akşam ve sohbet muhteşemdi. dostluk ise paha biçilemez...
/bir fotoğraf olsa, diyeceklere cevabım hazır: instagram biraz ileride. yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat, diyecekler için de makinede yıkanmayacak bulaşıklara yardım ederken öğrendiğim listeyi sunuyorum: sebzeli çanak köfte, kabaklı buzluk böreği, rose harissa soslu havuç, bulgur pilavı, pazılı nohut, kırmızı pancarlı roka salatası ve yanında mascarpone ile tenerina./
bir ara dalıp gitmişim. masaya geriye döndüğümde gözüme ekmekler ilişti. elbette siyah, elbette çavdar. altı kişiydik, saatlerdir yemek yiyorduk ve bir allahın kulu ekmek yememişti. "ulan," dedim. "nasıl bir ortama düştük biz böyle?"
en azından ortamda vejetaryen yoktu.
baya keyifli olmuş anlaşılan, yazıya da geçmiş neşen ..
YanıtlaSil- ulan, bir defa yüzümüz gülsün şu hayatta.
YanıtlaSil- ulan mı?