çayından son bir yudum aldı, masaya bıraktığı fincanı parmak uçlarıyla ortaya doğru itti. bir süre camdan dışarı, belki de apansız bastıran yağmurda ıslanmamak için koşuşan insanlara baktı. bakışlarını oradan alıp az önce masanın ortasına doğru ittiği fincana verirken konuşmaya başladı:
- beni seviyor musun?
- haddinde fazla.
- sonsuza kadar sevecek misin?
- bunu her şeyden çok isterim.
- benimle evlenecek misin peki?
- asla!..
*
netlik iyidir. kafa karıştırmaz.
İlişkiler, aşk, sevgi, beklenti. Yazınızı okuduktan sonra yüzümde belli belirsiz gülümseme ve sonra düşünme. Sevgiler.
YanıtlaSilhepsi birbirini doğurmaz mı zaten?
YanıtlaSil