"İnsanlar bir altın çağ yaşadılar, eski Yunan zamânında... Eski Yunan, sînesinde şarkı ve garbı birleştirmek saâdetine ermişti; bu yüzden mükemmel oldu. Sonra miras bölündü: Yunan'ın ilim iştiyâkı, tasnif etmek, teşkilâtlandırmak kudreti, hürriyet iptilâsı, garba gitti. Bu tarafa ne kaldı? Yaradılış sırrına hürmet, fânilik şuuru, ferde huzur ve âhenk verebilecek dünya görüşü -yâni kader ve kısmete inanma-, güzellik.
İdeal insan, altın çağın dışında iki yerde daha üredi. Bir defa İspanya Araplarında, ikinci defa serhat Türklerinde. Bunlar, şarkı ve garbı barıştırıp kendilerinde birleştirmiş insanlardı. Dünya için eğer yeni bir ideal mukadderse; ancak gene iki âlemin terkîbinden doğabilir. O terkîbi vücûda getirebilecek şartları ben Türk milletinde görürüm. İnsanlık târihinde bize düşen kutsal ödev işte budur."*
*: safiye erol, ciğerdelen
İdeal insan, altın çağın dışında iki yerde daha üredi. Bir defa İspanya Araplarında, ikinci defa serhat Türklerinde. Bunlar, şarkı ve garbı barıştırıp kendilerinde birleştirmiş insanlardı. Dünya için eğer yeni bir ideal mukadderse; ancak gene iki âlemin terkîbinden doğabilir. O terkîbi vücûda getirebilecek şartları ben Türk milletinde görürüm. İnsanlık târihinde bize düşen kutsal ödev işte budur."*
*: safiye erol, ciğerdelen
Can alıcı bir noktadan yakalamışsınız
YanıtlaSilokur okumaz ikna olmuştum. ikinci defa okuduğumda ise emin oldum.
YanıtlaSil