nasıl geldiyse öyle giden, ne zaman başladığı ne zaman dindiği belirsiz yaz yağmuru gibi bir kız vardı. o anlatmıştı. o yazdan geriye kalan da bir tek bu hikâye oldu.
hocası, felsefeydi galiba, görünüşte sınıfta dolaşırken gelip tam önünde durmuş. onun kocaman gözlerine bakıp, sanki o an aklına gelmiş gibi, "büyük allaha küçük günah olur mu" demiş. başını okşayıp tebessüm ettikten sonra, o konuşma hiç olmamış gibi yürüyüşüne devam etmiş.
hocası, felsefeydi galiba, görünüşte sınıfta dolaşırken gelip tam önünde durmuş. onun kocaman gözlerine bakıp, sanki o an aklına gelmiş gibi, "büyük allaha küçük günah olur mu" demiş. başını okşayıp tebessüm ettikten sonra, o konuşma hiç olmamış gibi yürüyüşüne devam etmiş.
İlahi , çok güldüm :))
YanıtlaSilneden?
YanıtlaSila because komik geldi bana hocanın gözlere olan yaklaşımı.
YanıtlaSiloradaki "kocaman" tasarrufu bana ait. bir çeşit zaaf hatta.
YanıtlaSilama konunun gözlerle ilgisi yok.
ben de zaten gözlere mukabil söylenen ‘günah’ yaklaşımını kastetmiştim.
YanıtlaSilhayır. hayır. hayır...
YanıtlaSilya siz yanlış anlıyorsunuz ya ben anlatmayı başaramamışım. aslolan, cümle. ve cümlenin güzelliği, anlamca fethettiği alem.
ister "kocaman" gözlere, ister muhatabın yüzüne, ister ufuk çizgisine bakarak söylensin.
benim yanlış anladığımı size düşündüren neydi inanın hiç bilmiyorum ama komik olma durumu ise, yineliyorum. komik. anlatmak başarı değil üstelik yaşamak önemli olan. yaşıyor iseniz anlatmak istediğiniz güzelliği ne mutlu -bize.
Silçünkü orada aslolan öğretmenin cümlesiydi. "kocaman" ise anlatıdan bağımsız bir şekilde saygı duruşu.
Silyanlış bir anlamayı düzeltmek isterim elimden geldiğince. komik bulmak ise sizin tasarrufunuz.
bir noktayı daha belirteyim ve susacağım sonra. hocanın sözüne güldüm ben. ancak o sözün anlamını aşağıda sizin açıkladığınız gibi düşünmedim hiç, devasa ya da geniş kapsamlı mı desem bir olgu olarak gördüm. belki de trajikomik. içime Schopenhauer kaçtığı doğrudur.
Silyorumlaşmaktan, tartışmaktan, bir yanlışı düzeltmeye çalışmaktan yorulmam ben.
Silbenim anlatmak istediğim sizin gördüğünüz değildi. sadece, öyle görmenizi istemezdim. bu da benim kalemimin zaafı, kelimelerimin zayıflığı olsun. yoksa manxcat/kuyruksuzkedi'ye verdiğim yanıtı yazının sonuna eklemlemek aklıma gelmişti.
Ben anlayamadım sanırım sözün ne demek istediğini?
YanıtlaSilben o cümlede, dini kâr getiren bir işletme olarak görenlerin inatla işaret ettiği korkunç tanrıyı değil sevdiğim tanrıyı görüyorum. bizi seven, bağışlayan ve esirgeyen tanrıyı.
YanıtlaSil"kocaman" gözleri olan o kızın öğretmeni de "gençken, yolun daha başındayken hata yapa yapa öğreniriz," demek istemiş bence. ki onlar günahların en masumudur, tanrı bunu bilir ve şefkatle yaklaşır olan bitene.