Acı: on iki ayın mor kanatlı kelebeği.
Buz: gölün tavan arası.
Ceviz: sincapların sandık diye açtıkları kutu.
Çit: çimen saati.
Düğüm: kuşların yüreğindeki patika.
Elmas: ayışığının sesi.
Fırıldak: rüzgârın çocukluğundan bir anı.
Göktaşı: meleklerin kırık oyuncağı.
Ğ: alfabenin ıssız deresi.
Haydut: ağaçların üstünde dörtnala giden adam.
Ihlamur: hasta böceklerin başucu ağacı.
İnci: deniz diplerinin kırağısı.
Jüpiter: yüzyıllar önce yola çıkmış bir kirpi.
Küskünlük: yaprakların yere düşerken rastladıkları komşu.
Leke: karın üstüne damlayan serçe kanı.
Masal: gürgenlerin çocuklara söyledikleri ninni.
Nöbetçi: kovuk başlarında biten mantar.
Okyanus: yeraltından fışkıran gökyüzü.
Pas: güz bulutlarında donan yağmur.
Rıhtım: toprağın taştan kılıcı.
Saçak: kumruların şemsiyesi.
Şapka: orman cücelerinin tüylü evi.
Takvim: yılların kıyısında dolaşan kayık.
Uyanış: şafağa altın boşaltan bakraç.
Üçgen: kış gelince yağan piramit parçaları.
Vadi: coğrafyanın atlara armağanı.
Yılbaşı: korunun sonunda başlayan koru.
Zebra: üvey kardeş.
*:sıragöller, ölüm seçen çocuklar:SÖZLÜK [yanardağın üstündeki kuş -toplu şiirler- sy:228, yky]
Buz: gölün tavan arası.
Ceviz: sincapların sandık diye açtıkları kutu.
Çit: çimen saati.
Düğüm: kuşların yüreğindeki patika.
Elmas: ayışığının sesi.
Fırıldak: rüzgârın çocukluğundan bir anı.
Göktaşı: meleklerin kırık oyuncağı.
Ğ: alfabenin ıssız deresi.
Haydut: ağaçların üstünde dörtnala giden adam.
Ihlamur: hasta böceklerin başucu ağacı.
İnci: deniz diplerinin kırağısı.
Jüpiter: yüzyıllar önce yola çıkmış bir kirpi.
Küskünlük: yaprakların yere düşerken rastladıkları komşu.
Leke: karın üstüne damlayan serçe kanı.
Masal: gürgenlerin çocuklara söyledikleri ninni.
Nöbetçi: kovuk başlarında biten mantar.
Okyanus: yeraltından fışkıran gökyüzü.
Pas: güz bulutlarında donan yağmur.
Rıhtım: toprağın taştan kılıcı.
Saçak: kumruların şemsiyesi.
Şapka: orman cücelerinin tüylü evi.
Takvim: yılların kıyısında dolaşan kayık.
Uyanış: şafağa altın boşaltan bakraç.
Üçgen: kış gelince yağan piramit parçaları.
Vadi: coğrafyanın atlara armağanı.
Yılbaşı: korunun sonunda başlayan koru.
Zebra: üvey kardeş.
*:sıragöller, ölüm seçen çocuklar:SÖZLÜK [yanardağın üstündeki kuş -toplu şiirler- sy:228, yky]
hayalgücü ne enteresan. takvimi çok sevdim, birde saçak.
YanıtlaSilromantik bir viyana yazı adalet ağaoğlu'nun okuduğum ilk kitabıydı. sadece bendeki adalet ağaoğlu'nu başlatmakla kalmamış, bana "aslolan gözlerim kapalıyken yaşadıklarım" savunmasını da armağan etmişti.
YanıtlaSilhayalleri, hayal etmeyi seven için ne güzel armağan.
bu şiire gelirsek; ona ilk rastladığımda "buz" ile yörüngesine girmiştim. benzer bir sözlüğü bir kaç kez denediğimi ama her defasında başarısız olduğumu itiraf ederim.
metni bambaşka bir gözle okuduğum için kendimi tebrik ediyorum. dipnot bile durumu kurtaramamış.
YanıtlaSilunknown oluşum ne kadar benimsendiyse blogger tarafından bana onay e postası bile göndermedi.muhtemelen var bir ayarları ama ben hakim değilim.
ah! ben yazdım sandınız, demek. onur duydum.
YanıtlaSilama üzüldüm de.
gölgeden çıkmaya karar verdiğiniz zamana kadar müstearınız unknown olsun bence.
olsun. düzeltmeyi başarabilene kadar kalayım böyle.
YanıtlaSiltamam.
YanıtlaSilhepsi ayrı güzel ama pas daha güzel anlatılabilir miydi emin değilim. okuduğumdan beri zihnimde bunu döndürüyorum...
YanıtlaSilşairlik istidadı bu olsa gerek. ben karşılıkları kadar seçilen kelimeleri de çok seviyorum.
YanıtlaSildaha ilk dizeden çarptı beni 'sözlük'.
YanıtlaSil'acı'için 'on iki ayın mor kanatlı kelebeği' nasıl der insan? hem moru hem kelebeği ayrı ayrı sevdiğimden uzun uzun takılıp kaldım, bir uff geçti içimden.
ya 'göktaşı' :)
çok hoş çook.
ben de yapmak istiyorum bu sözlükten. eğer vazgeçmezsem ilk kelimesi de 'ay' olacak.
YanıtlaSilben her defasında yokuş aşağı koşuyorum.
YanıtlaSil