"verdiği sözü tutmuyor hayat; tutsa bile, özlediğimiz şeyin, özlenilmeye değer olmaktan, ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu… bir eliyle verdiğini, öteki eliyle alıyor," der schopenhauer.
ve ingilizlerin haşarı çocuğu martin amis de londra'da bir park namlı romanında aynı fikirde olduğunu beyan eder: "bu arada zaman, her zaman olduğu üzere herkesi bok gibi gösterip hissettirmeye devam ediyor. bunu anladınız mı? bu arada zaman, her zaman olduğu üzere herkesi bok gibi gösterip hissettirmeye devam ediyor."
Özlenilen şeyin ya da arzu edilenin zihnimizdekinden bambaşka oldugu fikrine sıkıca sarılmaliyız. Bu bütün yaraları kapatacak olan merhemdir..
YanıtlaSilben özlenen veya arzu edilen şeyi uydurduğumuz fikrine de sıcak bakıyorum.
YanıtlaSilhidayete ereceğinizi biliyordum:) beyin aptal bir uzuv, kolayca kandırılıyor. Sanrıları gerçek algılamayı terk etmeliyiz. Kişi kendinden ibaret kaldığında o denli inanilmaz güzel ki..biraz (ısrarla uzerinde duruyorum) köşelerini bilmeyi/bulmayı emel edinmiş yıldızlar olmak istiyorum. Belki o zaman bazı seyler b.k gibi gosterip hissettirmez :))
YanıtlaSilne deseniz haklısınız. köşeler konusunda ise muvaffakiyet dilerim.
YanıtlaSil