baştan söyleyeyim: bu, hayatımın gerçeği değil. sadece his. daha küçük bir çocukken içime yerleşen, hisleri doldurduğum çekmeceyi karıştırırken zaman zaman elime gelen bir his.
sanki dönecek bir yerim yokmuş gibi. doğru. gidecek değil dönecek.
böylesi anlarda, sanki bindiğim bütün gemileri yakmış, geçtiğim bütün köprüleri atmış gibi hissediyorum. "türkçe'nin en büyük şairi"nin "sen ve yağmur./ başa dönemezsiniz." diye seslendiği yahudi benmişim gibi.
işte o biri benmişim gibi.
herkesin ait olduğu, dönebileceği bir yer varmış da dönecek yeri olmayan sadece benmişim gibi.
*: of not being a jew
sanki dönecek bir yerim yokmuş gibi. doğru. gidecek değil dönecek.
böylesi anlarda, sanki bindiğim bütün gemileri yakmış, geçtiğim bütün köprüleri atmış gibi hissediyorum. "türkçe'nin en büyük şairi"nin "sen ve yağmur./ başa dönemezsiniz." diye seslendiği yahudi benmişim gibi.
"öyle bir yol yürüdünüz ki ancakama en çok sandalye kapma oyununa benziyor bu his: oyuncu sayısının bir eksiği kadar sandalye vardır. müzik çalar, oyuncular dans eder gibi yapar. çünkü akılları sandalyelerdedir. derken müzik kesilir ve biri dışında herkes sandalyelere oturur.
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz"*
işte o biri benmişim gibi.
herkesin ait olduğu, dönebileceği bir yer varmış da dönecek yeri olmayan sadece benmişim gibi.
*: of not being a jew
His Yanılması ~dır o
YanıtlaSilVardır muhakkak bir yer.
bahsi geçen his. yoksa gerçeğin daha farklı olduğunu biliyorum. dünyanın bütün limanlarını dolaştıktan sonra, yaşlı ve yorgun bir adam olarak döneceğim bir ev var en azından.
YanıtlaSil