27 Şubat 2019 Çarşamba

sonsuzluk uzundur, hayat kısa

ece temelkuran, vesikalı yarim'de halil ile sabiha'nın raflara birlikte konserve dizdiği sahneyi sahneyi anarak, "birbirinden çok başka iki insanın birbirlerine, konserveler bozuluncaya kadar beraber yaşama sözü vermesinin ne dehşet verici bir cesaret gerektirdiğini iyice anlamalı herkes," der.

şimdi "sonsuza kadar" verdiğiniz sözleri düşünebilirsiniz.

kaçını tuttuğunuzu, kaç tanesini tutuyormuş gibi yaptığınızı...

6 yorum:

  1. Sonsuza kadar nedir? Neyin sonsuzluğu~ ki?

    «Birine yıllar önce yaşlanınca sana bakarım çay demler kitap okurum diye söz verdim:) Oda her yıl arar sağ olsun hatırlatır. »
    Şu meşhur söz “Gönül bağı kurduğun her şeyden ölene dek sorumlusun.”

    YanıtlaSil
  2. ikisi de değil. aşk ve evlilik sözlerini kastetmiştim.

    YanıtlaSil
  3. :)anladın tabiki -de-
    ama
    kanimca~
    Sizin neyi kasdettiğiniz değil
    Okuyanın ne anladığı ve hissettiği yazıdan.
    //
    Göz dolduran egonuzu da unutmadan şuraya iliştireyim.

    YanıtlaSil
  4. herkes çok yakıştığını söylüyor egomun. o yüzden ne bir yerlerde unutabiliyorum ne ıssıza terk edebiliyorum.

    insanlık işte...

    YanıtlaSil
  5. :) hoş
    İnsanın kendini bilmesi kadar güzel bir şey yok.

    Özne~ konserve~ eninde sonunda
    bozuluyor. Belli bir kullanım tarihi var. yani sonuç aynı.
    dehşet verici olan insanların farklı olabileceğini düşünmesi. Belkide Atmak yerine içini boşaltıp dizmek.

    YanıtlaSil
  6. evet, hoş. keşke herkes kendini bilse.
    ya da aniden odanın diğer köşesine geçip oradan kendine baksa.
    *
    elbette konserve önünde sonunda bozulacak. dehşet verici olan belli bir süre için -uzun ya da kısa fark etmez- birisine söz vermek.
    ben söz vermek yerine anları birleştirip dakika, dakikaları birleştirip saat, saatleri gün, günleri hafta, haftaları ay, ayları yıl yapmak ve ilişkiyi böylece geleceğe taşımak taraftarıyım.

    YanıtlaSil